31 Temmuz 2021 Cumartesi

* Alacağını veresiye satmak

                                                                                                 

31 Temmuz 2021, Cumartesi

 

Alacağını veresiye satmak

 

 

 

Sual: Mal veya para alacağı olan, bunu teslim almadan önce, borçlusuna veya başkasına veresiye satması caiz midir? Taşınabilen bir mal satın alındığında, bunu teslim almadan önce, her hangi bir kimseye satılabilir mi?

Cevap: Ödünç verileni kendisi veya vekili teslim alınca, ona malik olur. Veren, verdiğini geri isteyemez. (Fetâvâ-i Hindiyye)de diyor ki, (Ödünç alınanı kabzetmeden önce kullanmak caizdir). Borçlu, ödünç aldığı malın veya paranın mislini, yani benzerini ödemesi lâzımdır. Ödemeden önce, borcunu [ödünç aldığı şeyin kendisini değil] alacaklısından peşin satın alabilir ise de, veresiye satın alamaz. Ödünç aldığını alacaklısına satabilir. Bunun gibi, bir kimsenin, mal satmaktan veya ödünç vermekten veya miras, hediye, sadakadan ve ücretten ölçülebilen mal veya para alacağı olsa, bunu teslim almadan önce, borçlusuna veya başkasına veresiye satması caiz değildir, haramdır. Pazarlık ettiği yerde semenini alsa, peşin satmış olur. Bu da, yalnız borçlusuna caizdir. Para bozdururken birinin peşin kabzedilmesi lâzım olduğu buradan da anlaşılmaktadır. Yalnız, taşınabilen bir mal satın alındığı zaman, bunu teslim almadan önce, peşin de olsa, hiç kimseye satmak caiz değildir. Görülüyor ki, ödünç mal alan kimse, ödemek için bunun benzerini bulamayınca, yerine başka mal veya parasını vermek için sözleşirlerse bunu, söz kesilen yerde, hemen peşin vermesi lâzım olur. Malı veya parayı ilerde vermek için sözleşmeleri haram olur. Haramdan kurtulmak için, borçlusundan borç karşılığı az bir malı peşin satın alıp, kabzettikten sonra, bu malı ona o paraya veresiye satar. Anlaşamazlarsa, benzeri bulununcaya kadar beklenir. Buğday ödünç alsa, buğdayın fiyatı çok değişse, yine aynı hacimde buğday ödemesi lâzımdır. Bir kimsenin, birisinden yüz lira alacağı varken, bu kimsenin, alacağı ile takas edilmemek şartı ile ondan yüz liraya mal satın alması fasittir. (Tam İlmihal s. 827)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

 

* Domuz eti de necistir (Osman Ünlü Hocanın 31.07.2021 tarihli yazısı)

31 Temmuz 2021, Cumartesi

 

 

Domuz eti de necistir

 

 

 

Sual: Domuz eti, leş ve kan gibi şeyler, insanın üzerinde veya bulaşmış ise, namaz kılmaya mâni midir, temizlemek gerekir mi?

Cevap: İnsandan çıkınca abdeste veya gusle sebep olan her şey, eti yenmeyen hayvanların, yarasa hariç ve yavrularının yüzülmüş, dabağlanmamış derisi, eti, pisliği ve bevli, idrarı ve süt çocuğunun pisliği, bevli, idrarı ve ağız dolusu kusmuğu, insanın ve bütün hayvanların kanı ve şarap, leş, domuz eti ve kümes ve yük hayvanlarının, koyun ve keçinin necasetleri, galiz, yani kaba necasettir. Kan dört mezhepte de kaba necasettir. Meni, mezi ve idrardan sonra çıkan vedi ismindeki beyaz, bulanık, koyu sıvı, Hanefi ve Maliki mezhebinde kaba necasettirler. Şafii mezhebinde yalnız meni, Hanbeli mezhebinde ise, her üçü de temizdir.

Kaba necis olarak bildirilenler, insanın üzerinde veya namaz kılacağı yerde ise, namazdan önce bunları temizlemek gerekir.

***

Sual: Cemaatle namaz kılarken, imamın sesini çok fazla yükselterek, bağırarak okuması uygun olur mu?

Cevap: İbni Âbidînde buyuruluyor ki: “İmamın namaza dururken ve rükünden rüküne geçerken ve selam verirken, cemaat işitecek kadar, sesini yükseltmesi sünnettir. Daha fazla yükseltmesi mekruhtur.

***

Sual: Abdest ve gusül alınmış su ile necaset temizlenebilir mi?

Cevap: Necaset, her temiz su ile, abdest ve gusül alınmış su ile, sirke ve gül suyu gibi akıcı mayiler, sıvılarla ve tükürükle temizlenir. Süt ve yağla temizlenmez.

***

Sual: Melekler yaratılmış olduğuna göre, bunlar da insanlar gibi hata edebilir, yanılabilirler mi?

Cevap: Melekler, Allahü teâlânın kıymetli kullarıdır. Allahü teâlânın emirlerine isyan etmezler. Emir olunduklarını yaparlar. Evlenmeleri yoktur, doğurmazlar, çoğalmazlar. Bunlar hata etmez, unutmaz, hile yapmaz, aldatmazlar. Bunların Allahü teâlâdan getirdikleri hep doğrudur. Şüpheli, ihtimalli değildir. Melekler, Allahü teâlânın azameti, celâli, büyüklüğünden korkudadır. Kendilerine verilen emirleri yapmaktan başka işleri yoktur.

***

Sual: İyi, kötü ne varsa hepsini yaratan Allahü teala mıdı?

Cevap: Allahü teâlâ, insanları yarattığı gibi, insanların işlerini de, O yaratıyor. İyi ve fena, kötü şeylerin hepsi Onun takdiri, dilemesi iledir. Fakat, iyi işlerden razıdır, beğenir, fenalardan razı değildir, beğenmez.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

30 Temmuz 2021 Cuma

* Muhtaç olanın faiz ile borç alması

                                                                                                 

30 Temmuz 2021, Cuma

 

Muhtaç olanın faiz ile borç alması

 

 

 

Sual: Muhtaç olanın faiz ile borç alması caiz midir? Köylüye ödünç verip gelecek senenin mahsulünden almak caiz midir?

Cevap: (Bahr)da diyor ki, (Muhtaç olanın faiz ile borç alması caizdir). Fakat, buna da faiz ile ödünç vermek haramdır [Eşbâh]. Nafakası olmayıp bulamayanlara muhtaç denir. İslamiyet, bu ihtiyacı zaruret kabul etmektedir [Eşbâh]. Böyle bir fakir faizsiz (Karz-ı hasen) bulamazsa, haram olduğu için faiz ile de ödünç veren bulunmazsa, bu fakiri telef olmaktan kurtarmak için, ihtiyacı kadar muamele ve Iyne yolu ile ödünç verilmesi caiz oldu. Nafakasından fazla mal, bina sahibi olmak için ve ticaretine sermaye yapmak için faiz ile ödünç almak ve buna, muamele ve Iyne yolları ile de ödünç vermek caiz değildir. Selem yolu ile ödünç vermek, yani köylüye, ödünç parayı, çok ucuza selem semeni olarak peşin verip, sonra bu para karşılığı olarak, yeni senenin mahsulünden çok fazla buğday veya pancar veya pamuk satın almak caiz değildir. Sözleşme zamanında çarşıda bulunmayan gelecek sene mahsulü selem yapılmaz. Köylüye, böyle caiz olmayan, selem yolu ile para vermek, (Muamele) ile ödünç vermekten ve (Iyne)den daha fenadır. Köylüleri ve köyleri harap etmektedir. (Tam İlmihal s. 827)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

 

* Bütün iyilikler, İslamiyet'in içindedir (Osman Ünlü Hocanın 30.07.2021 tarihli yazısı)

30 Temmuz 2021, Cuma

 

 

Bütün iyilikler, İslamiyet'in içindedir

 

 

 

Sual: Bütün güzellikler, iyilikler, insanlara faydalı olan şeylerin hepsi, İslam dininin içinde var mıdır?

Cevap: Bu konuda Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri Râbıta-i şerîfe kitabında buyuruyor ki:

“İslam dini, Allahü teâlânın, Cebrail ismindeki melek vasıtası ile, sevgili Peygamberi Muhammed aleyhisselama gönderdiği, insanların, dünyada ve ahirette rahat ve mesut olmalarını sağlayan, usul ve kaidelerdir. Bütün üstünlükler, faydalı şeyler, İslamiyetin içindedir. Eski dinlerin, görünür, görünmez bütün iyiliklerini, İslamiyet, kendinde toplamıştır. Bütün saadetler, muvaffakiyetler ondadır. Yanılmayan, şaşırmayan akılların kabul edeceği esaslardan ve ahlaktan ibarettir.”

***

Sual: Bir baba, küçük olan çocuklarının parasını, lazım olsun veya olmasın kullanabilir mi?

Cevap: Bu konuda Fetâvâ-yı Feyziyyede deniyor ki:

“Bir baba, küçük çocuklarının paralarını, ihtiyacı yok iken, kendisi için kullansa, çocuklar baliğ olunca, bunu tazmin etmesini, ödemesini isteyebilirler. Baba muhtaç olsaydı, kullanması caiz olurdu.”

***

Sual: Kur’ân-ı kerimde bildirilen hükümleri anlamak ve öğrenmek için ne yapmalıdır?

Cevap: Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerimi, sevgili Peygamberine, Cebrâil ismindeki melek ile, yirmiüç senede gönderdi. Vefatından sonra, hazret-i Ebu Bekir'in emri ile, bir araya toplandı ve bu kitaba Kur’ân-ı kerim ve Mushaf denildi. Kur’ân-ı kerimin hepsi, Arabidir. Manasını herkes anlayamaz. Kelam-ı ilâhiden, murâd-ı ilâhiyi, yalnız Muhammed aleyhisselam anlamış, Eshabına bildirmiştir. Muhammed aleyhisselamı gören Müslümana Sahâbi, hepsine Eshâb denir. Eshâb-ı kiram, Resulullah efendimizden öğrendiklerinin hepsini, talebelerine bildirdi. Bunlar da, açıklayarak, binlerce kitaplarında yazdılar. Bunlara Ehl-i sünnet âlimleri denir. Dört mezheb imamları ve İmam-ı Ahmed Rabbânî, Muhammed Masûm hazretleri, Ehl-i sünnet âlimleridirler. Görülüyor ki, Kur’ân-ı kerimin manasını doğru olarak öğrenmek isteyenin, Ehl-i sünnet âlimlerinin Fıkıh ve İman kitaplarını ve İmam-ı Rabbânî hazretlerinin Mektûbât kitaplarını okuması lazımdır. İman kitaplarında, kalb ile inanılacak bilgiler yazılıdır. Fıkıh kitaplarında, beden ile yapılacak işler, ibadet, muamelat bilgileri yazılıdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

29 Temmuz 2021 Perşembe

* Iyne yoluyla ödünç vermek

29 Temmuz 2021, Perşembe

 

 

Iyne yoluyla ödünç vermek

 

 

 

Sual: Bir malı veresiye satıp, bunu aynı mecliste, bu müşteriden peşin ve ucuz satın almak caiz midir?

Cevap: Fâiz günahından kurtulmak için (Iyne) yolu ile de ödünç vermek caiz olur denilmiştir. İbni Âbidîn (Sarf) ve (Kefalet) sonunda buyuruyor ki, (Iyne satışında zengin on lira değerindeki malı fakire mesela oniki liraya veresiye satar. Fakir, malı alıp, başkasına, peşin on liraya satarak, on lira almış olur. Zengine oniki lira borçlu olur. İmam-ı Ebû Yûsüfe göre caizdir. (Feth-ul-kadîr)de mekruh bile olmadığı yazılıdır. İmam-ı Muhammede göre caiz değildir.) (Hadîka) ve (Berîka) kitaplarında diyor ki, (Iyne, bir malı veresiye satıp, bunu aynı mecliste, bu müşteriden peşin ve ucuz satın almaktır. İkinci semen ayn, yani peşin olduğu için, böyle satışa, (Iyne satışı) denildi. İki semen, önceden kararlaştırılıp şart edilirse, sözbirliği ile haramdır. Önceden şart edilmezse, Şafii’de caiz olur. Müşteri, bu malı aynı mecliste, başkasına satarsa, caizdir. Hadîs-i şerifte, (Iyne satışı yaparsanız ve cihadı terk edip, ziraat ile uğraşırsanız, Allahü teâlâ sizi zelil eder. Dininize dönmedikçe, bu zilletten kurtulamazsınız!) buyuruldu. Bu hadîs-i şerif, haram olan Iyne satışını bildirmektedir. Eshâb-ı kiram, helal olan Iyne satışı yapardı. Meselâ, bir zengin, ödünç isteyen bir fakire, bir malı ikibin liraya veresiye satar. Başkasını gönderip, bu da kendi için o malı fakirden bin liraya peşin alır. Sonra zengine bin liraya satıp, fakiri zengine havale eder. Zengin de, kendine havale olunan bin lirayı fakire öder. Günü gelince, fakirden iki bin lira semeni alır. Böyle satışı, Resûlullah emir buyurmuştur. (Kâdîhân)da yazılıdır). (Tam İlmihal s. 826)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

* İbadetlerini âdet olarak yapanlar... (Osman Ünlü Hocanın 29.07.2021 tarihli yazısı)

29 Temmuz 2021, Perşembe

 

 

İbadetlerini âdet olarak yapanlar...

 

 

 

Sual: İbadet ettiği hâlde, ahlakı, huyu güzel olmayan kimse, hakiki bir Müslüman sayılabilir mi?

Cevap: Hakiki Müslüman olmak demek, yalnız âdete tabi olarak ibadet etmek değil, İslamın emrettiği güzel ahlakı edinerek, insanlık vazifelerini yaparak, ruhen de tertemiz olmak demektir. İbadet eden, fakat hileyi zekâ eseri sayan, insanları aldatan, hatta bazen muzır propagandalara aldanarak insan öldüren, ortalığı yakıp yıkan, yalan söyleyen bir kimse, Müslüman olduğunu söylese de, hakiki Müslüman değildir. Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerimde Furkân sûresinde, bir Müslümanın nasıl olması icab ettiğini beyan buyurmuştur. Bunu tefsir etmek için, Ehl-i sünnet âlimleri ziyadesi ile kitap yazmışlardır. Fakat biz, kendimizi hâlâ fena, kötü huylardan kurtaramıyor, Kur'ân-ı kerimde bildirildiği gibi çalışmıyor, Allahü teâlânın emirlerini yapmıyor, sözüne sadık olamıyor, sokaklarımızı pislik içinde bir harabeye çeviriyor, ruhen ve bedenen temizlenemiyoruz. Hâlbuki, elimizde bize bütün bu güzel şeyleri emreden, ne yapmamız lazım geldiğini açık açık bildiren, Allahü teâlânın kelamı Kur'ân-ı kerîm ve Peygamber efendimizin emirleri ve Ehl-i sünnet âlimlerinin kitapları vardır.

***

Sual: Cenaze namazını acele kılmak gerekir deyip namaz sonundaki teşbihleri terk etmek uygun olur mu?

Cevap: Fıkıh kitaplarında, cenaze namazı, sünnetlerden önce veya sonra kılınır denilmiştir. Fakat, cenaze namazı için sünnetin terk edileceğini hiçbir âlim bildirmemiştir. Bunun için, cenaze namazı kılınacağı zaman, camilerde tesbihleri terk etmemelidir. Cenaze namazını acele kılmak vacip olduğu için tesbihleri terk ediyoruz diyenler yanılıyorlar. Cenaze namazını acele kılmak vacip değildir, müstehabdır. Cenaze namazını, cemaat çok olsun diyerek bekletmek mekruh olduğu hâlde, cemaatin çok olması için, cenazeyi saatlerce bekletip, sonra acele etmek vacip diyerek, Âyet-el-kürsiyi ve namaz tesbihlerini terk etmek pek yanlıştır. Bu yanlış âdeti ortadan kaldırarak, cenaze olunca da Âyet-el-kürsiyi ve tesbihleri okuyan müezzin efendilere müjdeler olsun.

***

Sual: Canlı dünyaya gelip sonra ölen çocuğun cenaze namazı kılınır mı?

Cevap: Doğduktan sonra hemen ölen çocuk yıkanır, namazı kılınır, vâris olur ve mirası kalır, ismi konur.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com