31 Ekim 2018 Çarşamba

📷 Ersin Sunnié yeni bir fotoğraf ekledi

 
29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu...
   
 
   Facebook
 
   
   
 
 
   
📷 Ersin Sunnié yeni bir fotoğraf ekledi.
29 Ekim, 08:29
Gör
 
Beğen
Yorum Yap
 
 
 
   
   
 
Facebook'u Aç
 
   
   
 
Bu mesaj mehmetalikose53@gmail.com adresine gönderilmiştir. Gelecekte Facebook'tan bu tür e-postalar almak istemiyorsanız, buraya tıklayarak abonelikten çıkabilirsiniz.
Facebook, Inc., Attention: Community Support, 1 Facebook Way, Menlo Park, CA 94025
   
 

* Din, iyiyi, kötüden ayırır (Osman Ünlü'nün 1.11.2018 tarihli yazısı)

1 Kasım 2018, Perşembe

 

 

Din, iyiyi, kötüden ayırır

 

 

 

 

Sual: Bir insan, din olmadan iyiyi kötüden ayırabilir ve saadete kavuşabilir mi?

Cevap: Dünyada faydalı, iyi şeylerle, zararlı, kötü şeyler karışıktır. Faydalı şeyleri yapan, saadete kavuşur. Zararlı şeyleri yapan, felakete yakalanır, hep sıkıntı çeker. Allahü teâlâ çok merhametli olduğu için, iyi şeylerle kötüleri ayırmak için insanda bir kuvvet yarattı. Bu kuvvete Akıl denir. Aklı sağlam, temiz olan kimse hep iyi şeyleri bulur, yapar. Günah işleyenlerin aklı bozulur. Ayırma işini iyi yapamaz. İnsan, kötü şeyleri yaparak, işleri zararlı olur. Eshâb-ı kiram hiç günah işlemedikleri için, akılları sağlam ve kuvvetli idi. Bunun için işlerinde hep muvaffak, başarılı oldular. Dünyada ve ahirette saadete kavuştular. İnsanların çoğu akıl hastası olarak, sıkıntı içinde yaşıyor. Allahü teâlâ merhamet ederek, bu işi kendi yapıyor. İyi işleri ve kötü işleri Peygamberleri vasıtası ile bildirdi ve iyileri yapınız diyerek emir verdi. Kötü işleri yapmayı yasak etti. Allahü teâlânın bu emirlerine ve yasaklarına Din denir. Muhammed aleyhisselâmın bildirdiği dine İslâmiyet denir. Faydalı şeyleri öğrenmek ve yapmak isteyenin, İslâm dinine uyması, yani Müslüman olması lazımdır. Bazı Avrupalılar, akılları ile anlayarak İslâmiyetin emirlerini yapıyor, muvaffak, başarılı oluyorlar. Kâfirler, İslâm düşmanları bu hâli görünce, Hristiyanlar ilerici olur diyor. Müslüman ismini taşıyanlar, İslâmiyete uymayınca, başarısız oluyorlar. Kâfirler bu hâli görünce, İslâmiyet terakkiye, ilerlemeye mânidir, gericiliktir yaygarasını basıyorlar. Hâlbuki, bazı Avrupalılar, Hristiyanlığa uymayıp, İslâmiyete uydukları zaman terakki etmekte, ilerlemekte, Müslüman ismi taşıyan ahmaklar da, İslâmiyete uymadıkları için geri kalmaktadır.

***

Sual: Dinimizde değişiklik yapan bidat sahiplerine sevgi, muhabbet beslenebilir mi?

Cevap: Dinimiz bidat sahiplerini sevmemeyi, onları aşağılamayı emretmektedir. Onlara saygı göstermek haramdır. Şerh-i mekâsıd kitabında;

"Bidat sahiplerini sevmemek, onları aşağı tutmak, onları reddetmek lazımdır" buyuruluyor. Hadîs-i şerifte de;

(Bidat sahibine hürmet eden, dirilerini ve ölülerini öven, bunları büyük bilen, din-i islâmı yıkmaya, dünyadan kaldırmaya yardım etmiş olur) buyuruluyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

* İslâmiyeti iyi öğrenmek lâzımdır

1 Kasım 2018, Perşembe

 

İslâmiyeti iyi öğrenmek lâzımdır

 

 

 

 

Sual: İslâmiyeti dünya çıkarına alet eden kimselere aldanmamak için ne yapmalıdır? Rehber, yol gösterici olmadan İslâmiyeti öğrenmek ve tatbik etmek mümkün olur mu?

Cevap: Tasavvufçular, bâtın ilmine kavuşmak için, riyazetler çekiyor, mücahedeler yapıyorlar. İlm-i zâhirde, sahte, yalancı ilim adamları olduğu gibi, sahte, bozuk kimseler, tasavvufçu kılığına girmişler, bu mübarek yolu, dünya çıkarlarına âlet etmişlerdir. Bu yalancılardan sakınmak, tuzaklarına düşmemek için, onları tanımak lâzımdır. Bunun için de, İslâmiyeti iyi öğrenmek lâzımdır. Doğru ile bozuğu ayıran biricik miyar İslâmiyettir. İslâmiyete uyan bir kimse, tasavvuf yolunda da çalışırsa çok iyidir. Fakat, bu yolda ilerlemek için, kâmil olan Rehberin kontrolü lâzımdır. Kâmil olan Rehber, kalp ve ruh mütehassısıdır. Talibin kalbindeki hastalığı anlayarak, ona uygun olan riyazeti ve zikri seçer, yaptırır. Bekara sûresinin onuncu âyetinde mealen, (Kalplerinde hastalık vardır) buyuruldu. Bu hastalığın tedavisi, Resûlullahın sohbeti ile oluyordu. Başkaca bir riyazete, sıkıntıya lüzum kalmıyordu. Eshâb-ı kiramın hepsi, o sohbetin bereketi ile Resûlullahın mübarek kalbinden feyz aldılar. Tasavvufun en yüksek derecelerine kavuştular. Kendilerinden sonra gelen Evliyanın hepsinden daha yüksek oldular. Onlardan sonra gelenler, Resûlullahın sohbetine kavuşamadıkları için, riyazetler, sıkıntılar çekerek, kalp hastalıklarından kurtulmağa çalışmışlardır. (Kıyâmet ve Âhiret s. 313)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

30 Ekim 2018 Salı

Kasım Ayında Ücretsiz Seminerlerle Sizlerleyiz

Bu e-postayı düzgün görüntüleyemiyorsanız lütfen tıklayınız.

Sayın Mehmet Ali ,

Bilgilendirme e-postalarını almak istemiyorsanız lütfen tıklayınız.


Bu e-posta size SmartMessage™ kullanılarak gönderilmiştir.

* Vehhabi inanışındakileri sevmek (Osman Ünlü'nün 31.10.2018 tarihli yazısı)

31 Ekim 2018, Çarşamba

 

 

Vehhabi inanışındakileri sevmek

 

 

 

 

Sual: Bazıları, Vehhabiler için birkaç yanlışları varsa da, bidat ehli oluyorlar ve ehl-i kıbledirler. Vehhabileri de kardeş bilmemiz, sevmemiz lazım diyorlar. Bunlara ne cevap vermelidir?

Cevap: Böyle düşünmek elbette doğrudur. Fakat bidat sahiplerini sevmek, onlara nasihat vermekle olur. Bunlara cevap veren Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını okuyan ve anlayan kimsenin, bunların hâlini anlamakta hiç şüphesi kalmaz. Ahmed Rızâ Hân Berîlevî hazretleri Fetâvel-Haremeyn kitabında diyor ki:

"Taberânînin ve başkalarının bildirdiği hadîs-i şerifte; (Bidat sahibine hürmet eden kimse, İslâmiyeti yıkmaya yardım etmiş olur) buyuruldu."

Muhammed Ma'sûm hazretleri, Mektûbât-i Ma'sûmiyye kitabında buyuruyor ki:

"Bidat sahibinin meclisinde bulunma! Gafil din adamlarından, yaltakçı hafızlardan ve cahil tekke şeyhlerinden kendini koru! İslâmiyete uymakta gevşek davranan din adamlarına yaklaşma! Onların sözlerini işitme! Hatta onların bulunduğu şehirden uzak ol ki, zamanla kalbin onlara kaymasın! Onlara uymamalıdır. Onlar din adamı değil, din hırsızlarıdır. Şeytanın tuzaklarıdır. Onların yaldızlı, acıklı sözlerine aldanmamalı, aslandan kaçar gibi, yanlarından kaçmalıdır."

Bidat yayıldığı ve zararının çoğaldığı zaman, bunun kötülüğünü Müslümanlara duyurmak farzdır. Selef-i sâlihîn ve bunların halefleri hep böyle yaptılar. Hadîs-i şerifte;

(Fitne veya bidat yayıldığı ve Eshâbım kötülendiği zamanda, hakkı bilen, bilgisini Müslümanlara duyursun! Hakkı, yani doğru yolu bildiği hâlde, Müslümanlara duyurmayanlara, Allahü teâlâ ve melekler ve bütün insanlar lanet eylesin! Allahü teâlâ, bu kimsenin farzlarını ve nafile ibadetlerini kabul etmez) buyuruldu.

Bidat ehline aldanarak bidat işleyeni sevmemek değil, ona acımak, nasihat vermek lazımdır. Bugün, bütün dünyadaki Müslümanlar, ya Eshâb-ı kiramın yolunda olan Müslümanlardır ki, bunlara Ehl-i sünnet denir. Veya Eshâb-ı kirama düşman olanlardır ki bunlara Şii ve Fırka-i dâlle denir. Yahut Sünnilere ve Şiilere düşman olan bidat sahipleridir ki bunlara da Vehhabi ve Necdi denir. Çünkü bunlar, ilk olarak Arabistan'ın Necid şehrinde meydana çıkmıştır. Bunlar, Müslümanlara kâfir demektedirler. Böyle diyene, Resûlullah efendimiz, lanet etmiştir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

* (Rabbim bana başka başka üç ilim bildirdi)

31 Ekim 2018, Çarşamba

 

(Rabbim bana başka başka üç ilim bildirdi)

 

 

 

 

Sual: Bir hadîs-i şerifte (Rabbim bana başka başka üç ilim bildirdi) buyruluyor. Bu ilimler nelerdir?

Cevap: İmâm-ı Kastalânînin (Mevâhib) kitabında yazılı olan mirac hadîsinde, (Rabbim bana başka başka üç ilim bildirdi. Birinci ilmi kimseye bildirme dedi. Çünkü, bu ilmi benden başka hiç kimse anlayamaz. İkinci ilmi, dilediğine bildirebilirsin dedi. Üçüncü ilmi, ümmetinin hepsine bildir dedi) buyuruldu. Görülüyor ki, Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem", Allahü teâlânın bana bildirdiği ilim, yalnız ümmetin hepsine bildirilmesi emir olunan ilimdir buyurmadı. Hak olan başka iki ilim daha bulunduğunu haber verdi. Resûlullahın, dilediğine bildirmesi için izin verilen, ikinci ilim (Vilayet) yani evliyalık, tasavvuf ilmidir. Bu ilim, İslâmiyetin bâtınını ve hakikatini bildirmektedir. Bu ilim, ancak takva ile elde edilir. Kehf sûresinde, Hızır aleyhisselam için, (Ona Bizden ilim verildi) buyuruldu. Bu âyet-i kerime, (Vilayet ilmi)ni bildirmektedir. Herkese bildirilmesi emir olunan (Fıkıh bilgileri), Resûlullahın mübarek sözlerinden ve hareketlerinden alınmış olduğu gibi, vilayet marifetleri de, Onun mübarek kalbinden çıkıp, kalplere akmaktadır. Bunun içindir ki, Ebû Hüreyre "radıyallahü anh", (Resûlullahtan iki ilim aldım. Birisini sizlere bildirdim. İkincisini bildirmiş olsam, anlayamaz, beni öldürürsünüz) dedi. Birincisi, (İlm-i zâhir)dir. İkincisi (İlm-i bâtın)dır. Bunu ancak, Evliya ve Sıddîklar bilir. (Kıyâmet ve Âhiret s. 313)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

28 Ekim 2018 Pazar

* (Allahtan korkunuz! Böylece, size çok şeyler öğretir)

30 Ekim 2018, Salı

 

(Allahtan korkunuz! Böylece, size çok şeyler öğretir)

 

 

 

 

Sual: Bütün Müslümanların ilimleri ve ibadetleri aynı mıdır, değilse aradaki fark nedendir?

Cevap: Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem", ümmetine çok merhametli idi. Mirac gecesi, elli vakit namazın beş vakte inmesini diledi. Ümmetine sıkı emirler gelmesine yol açmaması için, Eshâbının sıkıntılı riyazetler yapmalarına izin vermezdi. Onun, ümmetine çok faydalı olacak ibadetleri bildirmeyeceği ve yapılmalarını önleyeceği düşünülemez. Her şeyin en iyisini, en faydalısını söylemiş, yapmış ve yaptırmıştır. Ruhsat ile amel, aşırı ve noksan olmaksızın kulluk etmek, bütün ümmeti için faydalı olacağından, bunları açıkça yapmış ve emir eylemiştir. Eshâb-ı kiramın yükseklerine ise, gizli bilgiler ve ibadetler öğretmiştir. Bekara sûresinin ikiyüzseksenikinci âyet-i kerimesinde mealen, (Allahtan korkunuz! Böylece, size çok şeyler öğretir) buyuruldu. Bu (çok şeyler), ilâhî marifetler, gizli bilgilerdir. Hadîs-i şerifte, (İlmin, inceleri ve gizlileri vardır. Bunları ancak Allah adamları bilir. Bildiklerini söylerlerse, cahiller bunlara inanmazlar) buyuruldu. (Kıyâmet ve Âhiret s. 312)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com