27 Nisan 2021 Salı

* Oruç kazası

28 Nisan 2021, Çarşamba

 

Oruç kazası

 

 

 

Sual: Her hangi bir sebeple tutulamayan oruçların kazası için ne yapmak gerekir? İyi olmasından ümit kesilen hasta ne yapmalıdır? Mazeretle oruç tutmayanın mazereti gün içinde bitince ne yapar?

Cevap: Arka arkaya olduğu gibi, ayrı ayrı günlerde de, bir gün için, bir gün oruç tutmaktır. Aralıklı tutarken, araya başka Ramazan gelirse, önce Ramazanı tutar. İhtiyar olup, ölünceye kadar Ramazan orucunu veya kazaya kalmış oruçlarını tutamayacak kimse ve iyi olmasından ümit kesilen hasta, gizli yemelidir. Zengin ise, her gün için bir fıtra, yani beşyüzyirmi dirhem [binyediyüzelli gram] buğday veya un veya kıymeti kadar altın veya gümüş para, bir veya birkaç fakire verir. Ramazanın başında veya sonunda toptan hepsi bir fakire de verilebilir. Fidye verdikten sonra kuvvetlenirse, Ramazan oruçlarını ve kaza oruçlarını tutar. Fidye vermeden ölürse, iskat yapılması için vasiyet eder. Fakir ise, fidye vermez. Dua eder. Böyle ihtiyar ve hasta, sıcak veya soğuk mevsimde tutamıyorsa, uygun gelen mevsimde kaza eder. Oruç tutunca, namazı ayakta kılamayan kimse, oruç tutar ve namazı oturarak kılar. Ramazan günü, orucu bozarsa, çocuk baliğ olursa, kâfir Müslüman olursa, misafir şehrine gelirse, kadın temiz olursa, akşama kadar oruçlu gibi, sakınmaları lâzımdır. Misafir ve kadın, o günü, sonra kaza eder. (Tam İlmihâl s. 320)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

KalDer Ankara / Yarınlara Sponsor Olmak İster Misiniz? / Haftalık Bülten

Bu e-postayı düzgün görüntüleyemiyorsanız lütfen tıklayınız.

Sayın Mehmet Ali,

 

 
 
18.İnsan Kaynakları Kongresi Sponsorluk Dosyası
 
İnsan Kaynakları Kongresi'nin 18.si 10 Haziran 2021 tarihinde online platformda gerçekleşecektir. Yarınlara sponsor olmak için sponsorluk dosyamızı inceleyebilirsiniz. Sponsorluk dosyası için tıklayınız.
 
GençKal Üyelerimize Özel Yalın 6 Sigma Eğitimi
GençKal üyelerine özel, eğitmenimiz Dr. Atakan GERGER  ile Yalın 6 Sigma eğitimi gerçekleştireceğiz. Eğitim 1 Mayıs Cumartesi günü saat 10:00'da başlayacaktır ve eğitime katılan bütün GençKal üyelerimize Katılım Sertifikası verilecektir.
 
Mayıs Ayı Genel Katılıma Açık Eğitim Kayıtlarımız Devam Ediyor
 
Mayıs ayı Genel Katılıma Açık Eğitim Takvimimizi incelemek ve kayıt olmak için tıklayınız.
ASO'ya 10. Yıl Üyelik Plaketini Takdim Ettik
KalDer Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Levent Alkışlar, Ankara Sanayi Odası Yönetimine kurumun derneğimize üyeliğinin 10.yılına dair plaketini takdim etti. Görüşmede; ASO Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Aytaç Dinçer, Genel Sekreter Prof.Dr. Yavuz Cabbar ve Genel Sekreter Yardımcı Oktay Yaman'a Ankara sanayisi için ortak proje geliştirme fikirlerimizi sunduk. Önümüzdeki günlerde işbirliği haberlerimizi de paylaşma arzusu içindeyiz.
 
 

İletişim Bilgileri
KalDer Ankara Şubesi

Uğur Mumcu Caddesi Kız Kulesi Sokak 21/6 GOP Ankara
Tel: 0312 447 48 68 E-Posta: ankara@kalder.org

www.kalderankara.org

 

 

 

 

 
 
 

Bilgilendirme e-postalarını almak istemiyorsanız lütfen tıklayınız.


Bu e-posta size SmartMessage™ kullanılarak gönderilmiştir.

25 Nisan 2021 Pazar

* İftarı çabuk yapmak

26 Nisan 2021, Pazartesi

 

İftarı çabuk yapmak

 

 

 

Sual: İftarı acele yapmak müstehabtır. Bazı hatalar sebebiyle vaktinden önce orucu açanları işitiyoruz. Orucu kurtarmak için iftarda nasıl hareket etmelidir?

Cevap: Şernblâlî “rahmetullahi teâlâ aleyh”, (Nûr-ül-îzâh) kitabında buyuruyor ki, (Bulutsuz gecelerde iftarı çabuk yapmak müstehabtır). Kendisi, bu kitabı şerh ederken buyuruyor ki, (Bulutlu gecelerde orucun bozulmasından korunmak için, ihtiyatlı davranmalı [yani, iftarı biraz geciktirmelidir]. Yıldızlar görünmeden önce iftar eden, tacil etmiş olur). Bu kitabın haşiyesinde, Tahtâvî buyuruyor ki, (Orucu namazdan önce bozmak müstehabtır. (Bahr) kitabında [ve ibni Âbidînde] denildiği gibi, iftarda acele etmek, yıldızlar görülmeden önce, iftar etmek demektir). Akşam namazını da, bu vakitte, yani erken kılmak müstehabtır. Güneşin battığı iyi anlaşılınca, önce E’ûzü ve Besmele okuyup, (Allahümme yâ vâsi’al-magfireh igfirlî ve li-vâlideyye ve li-üstâziyye ve lil-müminîne vel müminât yevme yekûmülhisâb) denir. Bir iki lokma iftarlık yiyip, (Zehebezzama’ vebtelletil-urûk ve sebe-tel-ecr inşâallahü teâlâ) denir ve yemeğe başlanır. Hurma veya su, zeytin yahut tuz ile iftar edilir. Yani, oruç bozulur. Sonra, camide veya evde, cemaat ile akşam namazı kılınır. Bundan sonra, akşam yemeği yenir. Sofrada yemekleri yemek, bilhassa Ramazanda uzun süreceğinden, akşam namazının erken kılınması ve yemeğin, acele etmeyerek, rahat yenmesi için, az bir şeyle iftar edip, yemeği duadan ve namazdan sonra yemelidir. Böylece, oruç erken bozulmuş, namaz da erken kılınmış olur. (Tam İlmihâl s. 316)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

* Kutuplarda oruç tutmak (Osman Ünlü Hocanın 26.04.2021 tarihli yazısı)

26 Nisan 2021, Pazartesi

 

 

Kutuplarda oruç tutmak

 

 

 

Sual: Kutuplarda bazen gündüzler çok uzun oluyor. Böyle durumlarda, orada bulunan bir Müslüman nasıl oruç tutacaktır?

Cevap: Kutuplarda, birkaç ay devamlı gece, birkaç ay devamlı gündüz olur. Böyle yerlerde oruç tutanlar için, bir külfet yoktur. İslam dininde güçlük olmadığını ve bir kişiye, yapamayacağı, takat getiremeyeceği şey teklif edilmediğini, Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerimde açıkça bildirmiştir. Mesela, abdest azası dörttür. Bir kimsenin iki ayağı kesik olsa abdest azası üçe iner. Bir kimse, ayakta namaz kılmaya gücü yetmezse, oturarak namazını kılabilir. Buna da gücü yetmezse, ima ile kılabilir. Ramazan ayında, Müslümanlara oruç tutmak farzdır. Fakat, bir kimse hasta olsa veya üç günlükten daha uzak bir yere sefere çıksa, oruç tutmak farzı üzerinden geçici olarak kalkar. Daha sonra, müsait bir vaktinde tutamadığı oruçlarını kaza eder.

Gece ve gündüz müddetleri, iki, üç ay ve daha fazla devam eden, kutup memleketlerinde olanlar da oruç tutarlar. Böyle memleketlerde ve gündüzleri, yirmidört saatten daha uzun olan günlerde, oruca saat ile başlanır ve saat ile bozulur. Gündüzü böyle uzun olmayan en yakın bir şehirdeki Müslümanların zamanına uyulur. Eğer oruç tutmazsa gündüzleri uzun olmayan yere gelince kaza eder.

***

Sual: Gündüzleri kısa olan yerlerde oruç tutanlarla, gündüzleri uzun olan yerlerde oruç tutanların sevapları aynı mıdır ve burada bir adaletsizlik yok mudur?

Cevap: Gündüzleri uzun olan yerlerde oruç tutanların alacağı mükafat elbette farklıdır. Güçlükler arasında ibadet etmek, elbette daha sevaptır. Gündüzleri uzun olan yerlerde, gündüzleri kısa olan yerlere göre birkaç saat fazla oruç tutanlar, amelleri nisbetinde ilahi mükafatlara mazhar olacakları için, bu hâl, adaletsizlik değildir.

***

Sual: Uzaya, Ay'a veya diğer gezegenlere giden bir kimse, eğer Müslüman ise, nasıl oruç tutacaktır?

Cevap: Ay'a, uzaya giden Müslüman da sefere, yani yolculuğa niyet etmemişse veya orada ikamet etmeye niyet ederse, bulunduğu yerde gündüzleri çok uzun veya devamlı gündüz olursa, dünyadaki imsak ve iftar vakti belli olan bir yeri esas alır ve saatle başlayıp, saatle bitirerek orucunu tutar. Bütün bunlara rağmen orucunu tutamazsa, dünyaya döndüğü zaman, tutamadığı oruçları kaza eder.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

24 Nisan 2021 Cumartesi

* Ramazan ayında yapılan ibadetler

25 Nisan 2021, Pazar

 

Ramazan ayında yapılan ibadetler

 

 

 

Sual: Ramazan ayında yapılan ibadetler ile diğer aylarda yapılanlara verilen sevablar aynı mıdır?

Cevap: İmâm-ı Rabbânî “kuddise sirruh”, (Mektûbât)ın birinci cild, kırkbeşinci mektubunda buyuruyor ki: (Ramazan-ı şerif ayında yapılan nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevab, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda, bir oruçluya iftar verenin günahları af olur. Cehennemden azad olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevab verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz. Bu ayda, emri altında bulunanların işlerini hafifleten, onların ibadet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de affolur. Cehennemden azad olur. Resûlullah, bu ayda, esirleri azad eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibadet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene, bu işleri yapmak nasip olur. Bu aya saygısızlık edenin, günah işleyenin bütün senesi, günah işlemekle geçer. Bu ayı fırsat bilmelidir. Elden geldiği kadar ibadet etmelidir. Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmelidir. Kur’ân-ı kerim Ramazanda indi. Kadir gecesi, bu aydadır. Ramazan-ı şerifte, hurma ile iftar etmek sünnettir. İftar edince, (Zehebezzama’ vebtelletil urûk ve sebe-tel-ecr inşâallahü teâlâ) okumak [sünnet olduğu (Tebyîn)in Şelbî haşiyesinde yazılıdır.], teravih kılmak ve hatim okumak mühim sünnettir). (Tam İlmihâl s. 314)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

* Zekâtı verilmeyen mallar (Osman Ünlü Hocanın 25.04.2021 tarihli yazısı)

25 Nisan 2021, Pazar

 

 

Zekâtı verilmeyen mallar

 

 

 

Sual: Bazı kimseler, dünyada zekâtı verilmeyen malların, ahirette azap aleti olarak, insana geri çevrileceğini söylüyorlar. Gerçekten böyle midir, böyle bir şey var mıdır?

Cevap: Konu ile alakalı olarak Riyâd-un-nâsıhîn kitabında deniyor ki:

“Hazret-i Ali naklediyor: Resulullah efendimiz Veda Haccında buyurdu ki: (Malınızın zekâtını veriniz! Biliniz ki, zekâtını vermeyenlerin, namazı, orucu, haccı ve cihadı ve imanı yoktur.) Yani, zekât vermeyi vazife bilmez, farz olduğuna inanmaz, vermediği için üzülmez, günaha girdiğini bilmezse, imanı gider. Senelerle zekât vermeyenlerin zekat borçları birikerek, bütün malını kaplar. Malı kendinin sanıp, Müslümanların hakkını hatırına bile getirmezler. Böyle kimseler, Müslüman olarak tanınır. Fakat bunlardan, imanını kurtaran pek nadir olur. Zekât vermek, Kur’ân-ı kerimin otuziki yerinde, namazla birlikte emredilmektedir. Tövbe suresi, 34. âyet-i kerimesi, böyle kimseler için olup, burada mealen; (Malı, parayı biriktirip zekatını, Müslüman fakirlerine vermeyenlere çok acı azabı müjdele!) buyurulmaktadır. Bu azabı, bundan sonraki âyet-i kerime bildirmekte olup, mealen; (Zekâtı verilmeyen mallar, paralar, Cehennem ateşinde kızdırılıp, sahiplerinin alınlarına, böğürlerine, sırtlarına mühür basar gibi bastırılacaktır) buyurulmuştur.”

İmâm-ı Gazâlî hazretleri de buyuruyor ki:

“İnsanlardan her biri, dünyada sımsıkı sakladıkları malı boyunlarına geçirmişlerdir. Deve zekatını vermeyenlerin, boynuna deve yüklenir. Sığır, koyun zekâtı vermeyenler de, böyle olur. Bunların feryatları âdeta gök gürlemesi gibidir. Ekin zekâtını, yani uşrunu vermeyenlerin boynuna ekin denkleri yüklenir. Eğer buğday ise, buğday, arpa ise arpa yani hangi cinsten ise o dolmuştur ki, ağırlığının altında, vâveylâ, vâseburâ diye bağırırlar. Altın, gümüş ve kâğıt para ve sair ticaret malı zekâtından vermeyenler de, dehşetli bir yılanı yüklenirler ki, değirmen taşlarını yüklenmiş kadar ağırlığı vardır. Feryat edip bağırırlar, bu nedir, derler. Melekler onlara; (Bunlar, dünyada zekâtını vermediğiniz mallarınızdır) derler. İşte bu hâl, Âl-i îmrân suresinin mealen; (Dünyada esirgedikleri, kıyamet günü boyunlarına takılır) olan, 180. âyet-i kerimesi ile bildirilmiştir.”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com