02 Nisan 2016, Cumartesi | |
Ölmüşlere dua ile yardım etmek | |
Sual: Dirilerin, ölüler için yaptığı duaların, okudukları Kur'an-ı kerimlerin ölülere bir faydası oluyor mu, onlara bu şekilde yardım edilmiş olunur mu? Cevap: Mektubat kitabında konu ile alakalı olarak buyuruluyor ki: "Ölmek, felaket değildir. Öldükten sonra başına gelecekleri bilmemek felakettir. Ölülere, dua ile, istiğfar etmekle, onun için sadaka vermekle yardım etmek, imdatlarına yetişmek lazımdır. Resulullah efendimiz buyurdu ki: (Ölünün mezardaki hâli, imdat diye bağıran, denize düşmüş kimseye benzer. Boğulmak üzere olan kimse, kendisini kurtaracak birini beklediği gibi, meyyit de, babasından, anasından, kardeşinden, arkadaşından gelecek bir duayı gözler. Kendisine bir dua gelince, dünyanın hepsi kendine verilmiş gibi sevinmekten daha çok sevinir. Allahü teâlâ, yaşayanların duaları sebebi ile, ölülere dağlar gibi çok rahmet verir. Dirilerin de ölülere hediyesi, onlar için dua ve istiğfar etmektir.) Dirilerin yaptığı duaların ölülere fayda vereceğini, âlimler söz birliği ile bildirmişlerdir. Kur'an-ı kerim okuyup da sevabını ölülerin ruhlarına gönderince, onlara fayda vereceğini mezhep sahibi âlimler de bildirmiştir. Dua, istemek demektir. Aç bir kimsenin, iştahlı olduğu bir zamanda yiyecek istemesi gibidir. Bu sebeple, ölmüşlere dua etmek, hatm-i tehlil yapmak, yani yetmişbin kelime-i tevhit okuyup, sevabını ruhuna hediye etmek çok faydalıdır. *** Sual: Türbelerin ve türbelerdeki sandukaların yapılmasının sebebi nedir, bunların ölüye bir faydası var mıdır? Cevap: Evliyanın kabirlerine örtü, sarık koymak, üzerlerine türbe yapmak, cahilleri, gafilleri edepli, terbiyeli yapacağı için caizdir. Onların mübarek ruhları, kabirlerinde hazır olurlar. Burada edepli, terbiyeli bulunanlar, ruhlarından feyiz, bereket alırlar. Sanduka, türbe yapmak, örtü, sarık koymak, ölüler için değildir. Dirilerin edepli olarak feyiz almaları, faydalanmaları içindir. Bunlar, ölü için değil, diriler için yapılmaktadır. *** Sual: Sarımsak, soğan yiyenlerin, camiye, toplantı yerlerine gitmeleri uygun olur mu? Cevap: Fena, kötü, çirkin kokulu şeyleri yiyenlerin ve üstü, başı, yarası fena, kötü kokanların camilere, insanların toplu olarak bulundukları yerlere gitmeleri, girmeleri caiz değildir. | |
Dini sualler için | Üye olmak için Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo Mail grubu sayfası: Google | Yahoo | |
31 Mart 2016 Perşembe
* Ölmüşlere dua ile yardım etmek (Osman Ünlü'nün 02.04.2016 tarihli yazısı)
* Tövbe etmek
02 Nisan 2016, Cumartesi | |
Tövbe etmek | |
Sual: Tövbe ettim demek, tövbe olur mu? Tövbe etmek nasıl olur, şartları var mıdır? Cevap: Allahü teâlâ, tövbe edenleri sever. Affeder. Sonra, o günahı tekrar yaparsa, tövbesi bozulmaz. İkinci bir tövbe lâzım olur. Tövbe ettiği bir günahı hatırlayınca, günahı işlediğine sevinirse, tekrar tövbe lâzım olur. Hak sahiplerine haklarını ödemek veya helal ettirmek, gıybet ettiği kimseden af dilemek ve rızasını almak, yapmamış olduğu farzları kaza etmek farzdır. Bunlar tövbenin kendisi değil, şartıdırlar. Bir lirayı sahibine geri vermek, bin sene nafile ibadet yapmaktan ve yetmiş nafile hacdan daha iyidir. Günahı bir daha yaparsam tövbem bozulur diyerek, tövbe yapmamak doğru değildir. Cahilliktir. Şeytanın aldatmasıdır. Her günahtan sonra, hemen tövbe etmek farzdır. Tövbeyi bir saat geciktirince, günah iki kat olur. Buradan anlaşılıyor ki, kaza namazlarını kılmayanın günahları, her namaz kılacak kadar zaman kat kat artmaktadır. Tövbe ettim demek, tövbe olmaz. Çünkü, tövbenin sahih olması için üç şart lâzımdır: 1- Hemen günahı bırakmalıdır. 2- Günah işlediğine, Allahü teâlâdan korktuğu için, utanmak ve pişman olmak lâzımdır. 3- Bu günahı bir daha hiç yapmamağı gönülden söz vermektir. Allahü teâlâ şartlarına uygun olan tövbeyi kabul edeceğine söz vermiştir. (Hak Sözün Vesikaları s. 256) | |
Dini sualler için | Üye olmak için Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo Mail grubu sayfası: Google | Yahoo | |
Sezgin Sönmez, Muhammet Mollayakupoğlu ve 6 diğer kişiyi tanıyor musun?
|
30 Mart 2016 Çarşamba
* Mezhep imamı kime denir? (Osman Ünlü'nün 01.04.2016 tarihli yazısı)
01 Nisan 2016, Cuma | |
Mezhep imamı kime denir? | |
Sual: Mezhep imamı diye kime denir, Peygamberimizi gören ilk Müslümanlar kimin mezhebinde idi? Cevap: Mezhep imamı demek, Peygamber efendimizin Kur'an-ı kerimden çıkardığı manaları, bilgileri, Eshab-ı kiramdan işiterek toplayan, kitaplara geçiren büyük âlim demektir. Resulullah efendimizin, Kur'an-ı kerimin hepsini Eshabına tefsir ettiği, açıkladığı, Hadîkada yazmaktadır. Resulullah efendimizin Kur'an-ı kerime verdiği manaları, açıklamalarını anlamak isteyen, bir mezhep imamının kitaplarını okur, bunlara uyar. Bu kitapları okuyup, bunlara uyan kimse, o mezhepten olur. Bu ise, Resulullah efendimize ve Kur'an-ı kerime uymak demektir. Eshab-ı kiram, Resulullah efendimizden işittiklerine uyardı. Kendi talebelerinden birine uymaya, yani dört mezhepten birinde olmalarına lüzum yoktu. Onların her biri bütün bilgileri asıl kaynağından alıyordu. Birbirlerine sorarak da öğreniyorlardı. Hepsi, mezhep imamlarından daha çok âlim, daha yüksek müctehid ve mezhep sahibi idiler. *** Sual: Kur'an-ı kerimdeki, "birbirinizin mallarını batıl yoldan yemeyiniz" emrindeki batıl yol ne demektir? Cevap: İbni Hacer-i Mekkî hazretleri, Zevâcir kitabında diyor ki: "Bakara suresi 188. ayetinde mealen; (Ey müminler! Birbirinizin mallarını batıl yoldan yemeyiniz!) buyuruldu. Batıl yol, faiz, kumar, gasp, sirkat, hırsızlık, hile, hıyanet, yalancı şahitlik, yalan yere yemin ederek aldatmaktır. Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki: (Helal yiyen, farzları yapıp, haramlardan sakınan ve insanlara zarar vermeyen bir Müslüman Cennete gidecektir.) (Haram ile beslenen beden, ateşte yanar.) (Şerrinden, zararından emin olunmayan kimsenin, dini, namazları, zekâtları, kendisine fayda vermez.) (Üzerindeki cilbabı haramdan gelmiş olan adamın namazları kabul olmaz.) Cilbab, kadınların geniş baş örtüsü demektir. Erkeklerin uzun gömleğine de cilbab denir." *** Sual: Ramazan ayında, özürleri sebebi ile oruç tutamayanlar, bunları kaza etmeden ölürlerse, ne yapmak gerekir? Cevap: Ramazan ayında orucunu tutamayan misafir, yolcu ve hastaların, bu tutamadıkları orucu, kaza edecek zaman bulmadan ölürlerse, bu oruçların fidyelerinin verilmesi için vasiyet etmeleri lazım gelmez. Çünkü Allahü teâlâ, bunların özürlerini kabul eder. | |
Dini sualler için | Üye olmak için Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo Mail grubu sayfası: Google | Yahoo | |
* Günah işleyenin imanı
01 Nisan 2016, Cuma | |
Günah işleyenin imanı | |
Sual: Günah işleyenin imanı gider mi? Cevap: Büyük günah işleyenin imanı gitmez. Harama helal derse, imanı gider. Günahlar ikiye ayrılır: (Kebair), büyük günahlardır. En büyükleri yedidir. 1) Bir şeyi Allahü teâlâya ortak yapmak. Buna şirk denir. Şirk, küfrün çeşitlerinden en kötüsüdür. 2) Bir insanı veya kendini öldürmek. 3) Sihir, yani büyü yapmak. 4) Yetim malı yemek. 5) Faiz alıp vermek. 6) Muharebede düşman karşısından kaçmak. 7) Temiz kadınları kazf etmek, yani namussuz demek. Her günahın büyük olmak ihtimâli vardır. Hepsinden kaçınmak lâzımdır. Küçük günahı çok yapmak, büyük günah olur. Büyük günah, tövbe edince affolur. Tövbe etmeden ölürse, Allahü teâlâ dilerse, şefaat ile veya şefaatsız affeder. Af olunmazsa, Cehenneme girer. Zünnar denilen papaz kuşağını ve benzeri şeyleri kullanmak, putlara saygı göstermek, din kitaplarını aşağılamak, din âlimleri ile alay etmek, küfre sebep olan bir şey söylemek, kısacası, dinde saygı duymak lâzım olan şeyi aşağılamak ve aşağılanması lâzım olan şeye saygı göstermek küfürdür. Bunlar, İslam dinine inanmamak, inkâr etmek alâmetidir. Küfrün işaretleridir. (Hak Sözün Vesikaları s. 256) | |
Dini sualler için | Üye olmak için Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo Mail grubu sayfası: Google | Yahoo | |