31 Aralık 2021 Cuma

* Kâfirlerin bayramlarında, onların yaptıklarını yapmak şirktir

31 Aralık 2021, Cuma

Kâfirlerin bayramlarında, onların yaptıklarını yapmak şirktir

 

Sual: Kâfirlerin bayramlarında ve Hristiyanların yılbaşı günü ve gecesinde onların yaptıklarını yapmak câiz midir, küfre sebep olur mu?

Cevap: İmam-ı Rabbani hazretleri Mektûbât kitabının üçüncü cild 41. mektupta buyuruyor ki: Kâfirlerin bayramlarında, onların yaptıklarını yapmak, hep şirktir. Hem Müslümanlığı, hem de kâfirlik ibadetlerini yapan, (Müşrik)dir. Kâfirliği beğenen de müşriktir. Müslüman olmak için, kâfirlikten kaçınmak lâzımdır. Mümin olmak için, şirkten sıyrılmak şarttır.

Hastalıktan kurtulmak için, putlardan, heykellerden, papazlardan imdat beklemek şirktir ki, bu hâl Müslümanlar arasında yayılmıştır. İhtiyaçlarını putlardan, heykellerden istemek, kâfirliktir [Allaha düşmanlıktır]. Nisâ sûresi, ellidokuzuncu [59] âyetinde mealen, (Onlara, kâfirlere inanmayınız dediğim hâlde, onlar kâfirlerin sözleri ile hareket ediyorlar. Şeytan onları aldatıyor) buyuruldu. Kadınların çoğu, bilmeyerek, bu belâya düşüyor. Ne oldukları bilinmeyen bir takım isimlerden meded bekleyip, bunlarla belâdan kurtulmak istiyorlar. Kâfirlerin âdetlerini, kâfirlik alâmetlerini yapıyorlar. Bilhassa, çiçek hastalığı zamanında, bu belâ, iyilerinde de, fenalarında da görülüyor. Bu şirkden kurtulabilen ve kâfirlik alâmetlerinden birini yapmayan kadın, çok azdır. Hindûların bayram günlerine [ve ateşe tapınanların Nevruz günlerine ve Hristiyanların Noel gecelerine ve diğer paskalyalarına] hürmet etmek ve o zamanlarda, onların âdetlerini, onlar gibi yapmak, şirk olur. Küfre sebep olur. Kâfirlerin bayramlarında, Müslümanların cahilleri ve hele kadınlar, kâfirlerin yaptıklarını yapıyor ve bu günleri, Müslüman bayramı zan ediyor ve kâfirler gibi, birbirlerine hediye gönderiyorlar. Eşyalarını, sofralarını kâfirlerin yaptığı gibi, süslüyorlar. O geceleri, başka gecelerden ayırt ediyorlar. Bunlar hep şirktir, kâfirliktir. Sûre-i Yûsüfdeki âyet-i kerimede mealen, (Biz, Allahü teâlânın varlığına, birliğine, her şeyi yaratan O olduğuna inandık, Müslüman olduk diyenlerin çoğu, başkalarına ibadet ve itaat ederek ve daha birçok hareketleri ve sözleri ile, müşrik oluyorlar) buyuruldu. (Tam İlmihal s. 778)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

* Noel gecesini kutlamak (Osman Ünlü Hocanın 31.12.2021 tarihli yazısı)

31 Aralık 2021, Cuma

Noel gecesini kutlamak

 

Sual: Hıristiyanların ve diğer gayr-i müslimlerin, kutsal kabul ettikleri gün ve geceleiri Müslümanların kutlamalarında mahzur var mıdır?

Cevap: İslamiyette, güneş yılının ayları içinde sayılı bir mübarek gün, bir gece yoktur. Nevruz, Noel gecesi, Müslüman olmayanlar arasında değerli sayılır. Dürr-ül-muhtârda deniyor ki:

“Nevruz ve Mihrican günleri şerefine bir şey vermek caiz değildir. Bu günlerin isimlerini söyleyerek veya niyet ederek bir şey hediye etmek haramdır. Eğer bu günlere kıymet vererek yaparsa, kâfir olur. Çünkü bu günlere müşrikler kıymet vermektedir. Ebül Hafs-ı kebîr diyor ki; bir kimse Allahü teâlâya elli sene ibadet etse, sonra bir müşrike, Nevruz günü şerefine yumurta hediye etse, kâfir olur. Yapmış olduğu ibadetlerin sevapları yok olur. Eğer bir Müslümana hediye eder ve bu güne değer vermezse, âdete uyarak verirse, kâfir olmaz. Fakat, tehlikeden kurtulmak için bir gün önceden veya sonradan vermelidir. Başka günlerde almadığını, o gün satın alırsa, o güne değer vermiş ise kâfir olur. Değer vermeyip, yalnız yemek içmek niyet etmiş ise, kâfir olmaz.”

İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:

“Kafirlerin âdetlerini, kâfirlik alametlerini yapıyorlar. Bilhassa, çiçek hastalığı zamanında, bu bela, iyilerinde de, fenalarında da görülüyor. Bu şirkten kurtulabilen ve kâfirlik alametlerinden birini yapmayan kadın, çok azdır. Hinduların bayram günlerine, ateşe tapınanların Nevruz günlerine, Hıristiyanların Noel gecelerine ve diğer paskalyalarına hürmet etmek, onların âdetlerini, onlar gibi yapmak, şirk olur, küfre sebep olur. Kâfirlerin bayramlarında, Müslümanların cahilleri, kâfirlerin yaptıklarını yapıyor ve kâfirler gibi, birbirlerine hediye gönderiyorlar. Bunlar hep şirktir, kâfirliktir. Sure-i Yusuf'taki âyet-i kerimede mealen; (Biz, Allahü teâlânın varlığına, birliğine, her şeyi yaratan O olduğuna inandık, Müslüman olduk diyenlerin çoğu, başkalarına ibadet ve itaat ederek ve daha birçok hareketleri ve sözleri ile, müşrik oluyorlar) buyuruldu.”

Büyük Kostantin putperest iken, Hıristiyanlığı kabul etmiş ve putperestlikten de birçok şeyi Hıristiyanlığa sokturmuştur. Noel gecesinin yılbaşı olmasını da kabul ettirmiş, böylece yeni bir Hıristiyanlık dini kurulmuştur.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

30 Aralık 2021 Perşembe

* Yılbaşı günü ve gecesi

30 Aralık 2021, Perşembe

Yılbaşı günü ve gecesi

 

Sual: Müslümanların ve Hristiyanların yılbaşı günü ve gecesi ne zamandır?

Cevap: Muharrem ayının birinci gecesi, Müslümanların kamerî yılbaşı gecesidir. Müslümanların şemsî yılbaşı gecesi ise, efrencî Eylül ayının yirminci gecesidir. Muharrem ayı, İslâm kamerî senesinin birinci ayıdır. Muharrem ayının birinci günü Müslümanların kamerî senesinin, birinci günüdür. Kâfirler, kendi yılbaşıları olan ocak ayının birinci gecesinde, noel baba yapıyorlar. Güya Hristiyan dininin emir ettiği küfürleri işliyorlar. Bu gecede tapınıyorlar. Müslümanlar da, kendi sene başı gecelerinde ve günlerinde müsafeha ederek, mektuplaşarak tebrikleşir. Birbirlerini ziyaret eder, hediye verirler. Sene başını mecmua ve gazetelerle kutlarlar. Yeni senenin, birbirlerine ve bütün Müslümanlara hayırlı ve bereketli olması için dua ederler. Büyükleri, akrabayı, âlimleri evinde ziyaret edip dualarını alırlar. O gün, bayram gibi temiz giyinirler. Fakirlere sadaka verirler. (Tam İlmihal s. 355)

Eflâtunun İsa “aleyhisselâm” zamanında yaşadığı (Burhân-ı kâtı’) kitabında yazılıdır. Avrupa kitaplarında, Eflâtunun, milattan, yani İsa aleyhisselâmın dünyayı teşrifinden [347] sene önce öldüğü yazılıdır. Platon ismi de verilen bu Yunan feylesofunun dersleri meşhur olduğundan, ölüm zamanına inanılırsa da, İsa “aleyhisselâm”, gizli dünyaya gelip ve dünyada az kalıp, göke çıkarıldığından ve kendisini ancak oniki havari bilip, Îsevîler az ve asırlarca gizli yaşadıklarından, milat, yani noel gecesi doğru anlaşılamamıştır. Miladın, birinci kânûn [aralık] yirmibeşinde veya ikinci kânûn [ocak] altıncı veya başka gün olduğu sanıldığı gibi, bugünkü miladi senenin beş sene fazla olduğu, çeşitli dillerdeki kitaplarda, meselâ Hasîb beyin 1333 [m. 1915] baskılı (Kozmografya) kitabında ve (Takvîm-i Ebüzziyâ)da yazılıdır. O hâlde, miladi sene, Müslümanların senesi olan hicrî sene gibi doğru ve kat’î olmayıp, günü de, senesi de şüpheli ve yanlıştır. İmâm-ı Rabbânînin “kuddise sirruh” ve (Burhân-ı kâtı’)ın bildirdiklerine göre, üçyüz seneden fazla olarak noksandır ve İsa “aleyhisselâm” ile Muhammed “aleyhisselâm” arasındaki zaman, bin seneden az değildir. (Mevâhib-i ledünniyye) ikinci cild, üçüncü fasılda diyor ki: (İbni Asâkirin, Şa’bîden “rahmetullahi teâlâ aleyhimâ” haber verdiğine göre, İsa aleyhisselâm ile Muhammed aleyhisselâm arasında, [963] sene fark vardır). (Tam İlmihal s. 761)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

* Hazret-i İsa'nın doğumu belli değil midir? (Osman Ünlü Hocanın 30.12.2021 tarihli yazısı)

30 Aralık 2021, Perşembe

Hazret-i İsa'nın doğumu belli değil midir?

 

Sual: Hazret-i İsa'nın doğum gecesi ve miladi takvimin başlangıcı olarak kabul edilen Noel gecesi belli değil midir?

Cevap: İsa aleyhisselam, Peygamberlik vazifesini yapmaya başladığı zaman, Yahudilerden bazıları, onu beklenilen Mesih kabul ettiler. Ancak, Onun sözlerini, Yunan felsefesi ve putperest cemaatlerin fikirleri ışığında, tefsire tabi tuttular. Böylece, İsa aleyhisselamın hakiki dini, değiştirildi. İsa aleyhisselamın yolunu öğretmek yerine, Onun şahsını yüceltme teşebbüsleri, bu değişikliğin ilk işaretleri idi. Dr. Morton Scott Enslin, Christian Beginnings kitabında diyor ki:

“İsa aleyhisselamın kim olduğunu araştırma, her şeyi Onun şahsiyeti ile ilgi kurarak açıklama gayretleri, kendisi için uydurulan ve kendisinin hiçbir zaman söylemediği şeyleri, kendisinin tebliğ ettiği, Allahü teâlânın kullarından istediği şeyleri ve tövbeye çağırdığı hususunu unutturdu. Böylece, ümmetine tebliğ ettiği ahkamın öğrenilmesi ve itaat edilmesi yerine, şahsiyetinin açıklanıp anlaşılması lazım olan bir kimse hâline geldi.”

Eski çağdaki putperestlerde, tanrıların ve kahramanların efsanevi hikâyelerine mitoloji denir. Hayali tanrıların ölmesi veya dirilmesi ile kendilerinin kurtulacağı zannolunurdu! Kurtarıcı tanrıya inanan kavimlerin ayinlerinin en mühimi, kişinin tanrı ile birleştiğine, bütünleştiğine inandıkları, sembolik et yeme ve içki içme ayinleridir. Her bir kurtarıcı tanrının, kış başlangıcında doğduğuna inanıldı. Kış başlangıcı ise, Julian takvimine göre 25 Aralık'tır. Hıristiyanlar da, İsa aleyhisselamı kurtarıcı bir tanrı yaparak, bu tarihte doğduğunu kabul ettiler ve bu geceyi milat ve Noel olarak her sene kutlamaya başladılar. New York Üniversitesinde tarih profesörü olan, Waelance Ferguson diyor ki:

“Hıristiyanların yortuları, putperest yortuları ile aynı tarihlere rastlar. Mesela, Noel tarihi, İran ve Roma'da güneş tanrısı Mithras'ın doğum tarihi idi. Ayrıca bu tarih çok eskiden beri putperest dünyasında önemli bir yortu günü idi.”

İsa aleyhisselam, gizli dünyaya gelip ve dünyada az kalıp, göğe çıkarıldığından ve kendisini ancak oniki havari bilip, İseviler az ve asırlarca gizli yaşadıklarından, milat, yani Noel gecesi doğru anlaşılamamıştır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

29 Aralık 2021 Çarşamba

2022 Yılına KalDer'e Üye Olarak Girmek İster Misiniz?

Bu e-postayı düzgün görüntüleyemiyorsanız lütfen tıklayınız.

Sayın Mehmet Ali ,

31 yıldır özel sektör ve kamu tarafından her zaman tercih edilmenin verdiği motivasyonla sürekli gelişiyor, büyüyor, kalite gönüllülerimizin kıymetli desteği ile faaliyetlerimizi yürütmeye devam ediyoruz.
 
Her yıl olduğu gibi 2022 yılında da KalDer üyesi olmak isteyen tüzel/bireysel kalite gönüllülerimizi aramıza bekliyoruz.
 
Üyelik koşul ve detayları hakkında merak ettiklerinizi Merkez ofis ve şubelerimizle iletişime geçerek, sosyal medya hesaplarımız üzerinden ya da 'kalder@kalder.org' , 'ankara@kalder.org" ile 'www.kalder.org' adresinden edinebilirsiniz.
 
Yeni yılın tüm dünyaya sağlık ve mutluluk getirmesini temenni ediyor; başarı ve verimli bir yıl diliyoruz.



Bilgilendirme e-postalarını almak istemiyorsanız lütfen tıklayınız.


Bu e-posta size SmartMessage™ kullanılarak gönderilmiştir.

* Kadının, zevcine karşı, süslenmesi lâzımdır ve çok sevabdır

29 Aralık 2021, Çarşamba

Kadının, zevcine karşı, süslenmesi lâzımdır ve çok sevabdır

 

Sual: Kadının, zevcine karşı, meşru olan ziynetlerini giyinerek, takarak güzel koku sürünerek süslenmesi sevab mıdır? Çocuk, günah işleyen ana babasına kaç kere nasihat edebilir?

Cevap: Kadının, zevcine karşı, meşru olan ziynetlerini giyinerek, takarak güzel koku sürünerek süslenmesi lâzımdır ve çok sevabdır. Bunu bildiren hadîs-i şerifler, (Şir’atül-islâm şerhi) 465. ci sahifesinde de yazılıdır. Süslenmezse ve gusül abdesti almazsa, haksız yere evden izinsiz çıkarsa, yatağına gelmezse, küçük çocuğunu ağlayınca, döğerse, zevci buna nasihat verir. Nasihati dinlemezse veya zevcine söverse, nâ-mahreme yüzünü açarsa, âdetten fazla malını izinsiz verirse, had cezasına girmeyen herhangi bir günahı işlerse, zevcin bunu tazîr etmesi, yani açık eli veya mendil ile hafif vurması câiz olur. Başka sebeplerle hafif dahi vuramaz. [Kadının yüzü avret değil ise de, fitneye sebep olursa, örtmesi lâzım olur.] Namaz kılmadığı için tazîr etmez. Çünkü, namazın faydası zevc için değildir. Baba baliğ olmayan oğlunu namaz kılmadığı ve oruç tutmadığı için tazîr eder. Ana ve vasî de, baba gibidir. Büyük oğul, yabancı gibidir. (Tam İlmihal s. 888)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

* İslamiyet, kılıç zoruyla yayılmadı (Osman Ünlü Hocanın 29.12.2021 tarihli yazısı)

29 Aralık 2021, Çarşamba

İslamiyet, kılıç zoruyla yayılmadı

 

Sual: Hıristiyanlar, İslamiyetin yayılmasının, kılıç zoru ile olduğunu iddia etmektedirler. Bunun gerçeklik payı var mıdır?

Cevap: Konu ile alakalı olarak Diyâ-ül Kulûb kitabında deniyor ki:

“Sadece kılıç korkusu ile din değiştirmek kolay olsaydı, Katolikler ile Protestanlar arasında, milyonlarca insanın katledilmesine, öldürülmesine sebep olan harpler olmazdı. İman esaslarında, büyük bir yakınlık olmasına rağmen, ne Katoliklerin zorlamaları ve tazyikleri Protestanları kendi imanlarından döndürebildi, ne de protestanların vahşice zulümleri, İrlanda adasındaki Katolikleri imanlarından ayırabildi. Ayrıca;

'Bir kısım insanlar cizye vermemek için İslam dinini kabul etti' denilirse, Protestanlar, dinlerine giren kimselere en az yarım kese gümüşten, beş bin kuruşa kadar maaş tahsis ettikleri ve uzun senelerden beri İslam memleketlerinde bu kadar çalıştıkları hâlde, ismi bilinen ve dinini ve kendini bilir kaç Müslümanı, Protestan yapabilmişlerdir? Hâl böyle iken;

'Hıristiyanlar, senede bir defa verdikleri cizye ismindeki beş-on kuruşa tamah ederek İslamiyeti kabul ettiler' demek kadar, ahmaklık, cahillik ve inatçılık olamaz.

Burada papazların unuttukları veya söylemek istemedikleri bir diğer husus da, gayr-i müslimlerden cizye almayı emreden İslamiyet, Müslümanların da, zekât ve uşur vermelerini emretmiştir. Müslümanların vermiş olduğu zekât ve uşur, gayr-i müslimlerin vermiş olduğu cizyeden kat kat fazladır.

Zahiri sebeplere ve kuvvete başvurmaktan sakındıklarını ve sadece ruhani olarak, Allahü teâlâya ve komşuya muhabbet ve şefkat ettiklerini ilan eden Hıristiyanların, birbirleri hakkında da yaptıkları muameleler, vahşetler ve zulümler, tarihlerde yazılıdır. Hıristiyanların yaptığı bu vahşetleri ve zulümleri okuyan bir kimse, biraz şefkat ve merhamet sahibi ise, yalnız Hıristiyanlıktan değil, böylesine vahşi fiillere sebep olmak kabiliyetinde bulunduğu için, insanlıktan bile nefret edeceği gelir.

Donatus isminde Afrika'da bir fırka kurarak, üçyüz tarihlerinde Roma kilisesine karşı gelen iki papazın, sebep olduğu ihtilallerde, papazların, kılıç ile öldürmeye müsaade etmeyip, topuz ile başları ezilerek katledilen nüfusun miktarı dört yüz bin kişi olduğu tahmin edilmektedir.”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com