31 Mayıs 2018 Perşembe

* İşçinin, yolcunun oruç tutması (Osman Ünlü'nün 2.6.2018 tarihli yazısı)

2 Haziran 2018, Cumartesi

 

 

İşçinin, yolcunun oruç tutması

 

 

 

Sual: Ekmek parası için çalışan işçilerin ve Ramazan ayında yolculuk yapanların, oruç tutmaları gerekir mi, tutamazlarsa ne yapmaları lazımdır?

Cevap: Ekmek parası kazanmak için çalışırken hasta olacağını bilen işçinin, hasta olmadan önce orucu bozması caizdir. Üç günlük yola yani 104 kilometre ve daha uzağa gitmek için niyet ederek yola çıkan kimse, misafir, yolcu olur. Böyle misafir, orucunu ertesi gün bozabilir ve Ramazandan sonra kaza eder ise de, eğer yolculuğu zarar etmezse, tutması efdaldir. Yolda ve onbeş günden az kalacağı yerde tuttuğu orucu bozarsa, kefaret lazım olmaz. Misafirliği, yolculuğu bitip evine gelince veya gittiği yerde onbeş gün kalmaya niyet edince, tutmadığı günleri kaza eder. Hasta olmayan ve misafir olmayanların, işçi, asker, talebe olsalar da, oruç tutmaları lazımdır. Tutmazlarsa, günahı büyüktür. Kaza etmeleri lazımdır. Niyetli iken bozarlarsa, kefaret de lazım olur.

***

Sual: Oruçlu iken, yılan veya akrep sokarsa, ilaç almak için orucu bozmak mı gerekir?

Cevap: Bu konuda Bahr-ür-râıkda deniyor ki:

"Zehirli hayvan sokan kimse, ilaç için orucu bozup, Ramazandan sonra yalnız kaza eder."

***

Sual: Oruçlu iken başı ağrıyan, ilaç almak için karar veremeyen ve bir doktor da bulamayan kimse, nasıl hareket eder?

Cevap: Bu konuda İmâd-ül-islâmda deniyor ki:

"Müslüman mütehassıs tabip, doktor bulamazsa, kendi tecrübesi de yoksa, önce bükülmüş kâğıt parçasını veya çiğ bir pirinç tanesini susuz yutup, sonra yemeli, ilaç almalı, böylece kefaretten kurtulmalıdır."

***

Sual: Oruçlu iken misvak kullanmak, kan aldırmak orucu bozar mı?

Cevap: Oruçlu iken misvak kullanmak, hacamat olmak, kan aldırmak orucu bozmaz ve mekruh da değildir.

***

Sual: Oruçlu iken çiçek, kolonya gibi şeyleri koklamanın bir zararı olur mu?

Cevap: Sürme ve bıyık yağı kullanmak, çiçek, misk, kolonya koklamak, orucu bozmadığı gibi, mekruh da değildir.

***

Sual: Dinimizin bildirdiği bir özür sebebiyle oruç tutamayanların da, sadaka-i fıtır vermesi gerekir mi?

Cevap: Özrü sebebi ile oruç tutmayanların da, sadaka-i fıtır vermesi lazımdır.

***

Sual: Erkeklerin yakalarına çiçek takmalarının mahzuru olur mu?

Cevap: Sürme, bıyık yağı, ziynet için, mekruh olacağı gibi, elde, yakada çiçek taşımak da mekruh olur.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

* Zekâtı Müslüman fakire vermeli

2 Haziran 2018, Cumartesi

 

 

Zekâtı Müslüman fakire vermeli

 

 

 

Sual: Zekât vermek ne demektir?

Cevap: Hanefî mezhebinin âlimleri dediler ki, (Mükellef) olan, yani âkıl, baliğ [cünüp olup gusül abdesti almağa başlayan bir yaşa gelmiş] olan ve hür olan Müslüman erkek ve kadının, şartları bulununca, zekât vermeleri farzdır. Zekât vermek, malı Müslüman fakire temlik etmekle olur. Yani, malı fakirin eline vermek lâzımdır. Fakir ve âkıl olan yetime velisi yemek yedirse, zekât yerine geçmez. Yemeği yetimin eline verse veya velisi bu yetimi giydirse zekât olur. Âkıl olmayan fakir yetimle birlikte yemek yeseler zekât vermiş olur. Veli olmak, yetime babası tarafından veya hâkim tarafından vasi tayin edilmekle olur. Bu kimse, yetime verilecek hediyeleri almak ve ona vermek hakkına malik olduğu için, kendi zekâtı ile de, elbise ve yiyecek ve başka lüzumlu şeyler satın alıp ona verebilir. Başka fakirlere, zekât malını değiştirmeden vermesi lâzımdır. İmâm-ı Nesefî "rahmetullahi aleyh" (Zahîre)de diyor ki, (Bir zengin, taam satın alıp fakirlere yedirse, zekât vermiş olmayacağı (Ziyâdât)da yazılıdır). (Bezzâziyye) ve (Fetâvâ-i Hindiyye)de diyor ki, (Kurban etini, koyunlarının zekâtı niyeti ile fakire verse, zekât olmaz).(Îzâh)da diyor ki, (Çocuğa, deliye verilecek zekât, babasına veya velisi olan akrabasına veya vasisine verilir). (Tam İlmihâl s. 292)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google

 

Mail grubu sayfası: Google

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

30 Mayıs 2018 Çarşamba

* Zekât ve uşur vermek farzdır

1 Haziran 2018, Cuma

 

 

Zekât ve uşur vermek farzdır

 

 

 

Sual: Hangi malların zekâtının verilmesi gerekir? Dinen zengin olmak ve nisap miktarı malı olmak nedir?

Cevap: Tam mülk olan malın zekâtını ve uşrunu vermek farzdır. Kullanılması caiz ve mümkün olan mala (Tam mülk) denir. Dört türlü zekât malı vardır:

1- Altın ile gümüş.

2- Ticaret için satın alınan her türlü eşya.

3- Kırda ve çayırda otlayan dört ayaklı hayvanlar.

4- Toprak mahsulleri, yani uşur.

Ebû Hanîfe "rahime-hullahü teâlâ" buyuruyor ki:

Yağmur veya nehir ile sulanıp yerden çıkan ekinin, meyvenin ve sebzenin ve balın miktarı ne kadar olursa olsun, mahsulü alır almaz, satarak onda birini fakirlere vermek farzdır. Buna (uşur) denir. Uşrunu vermeden yemek haramdır.

Altın ve gümüşün ve ticaret eşyasının zekâtını vermek için, nisap miktarı olmaları lâzımdır. (Nisap) zenginlik ile fakirlik arasındaki sınır demektir. Nisap miktarı, altın için yirmi miskaldir. Gümüş için ikiyüz dirhemdir. İhtiyaç eşyasından başka, nisap miktarı her cins malı olana (Zengin) denir. Bu kadar malı olmayana (Fakir) denir. Altın para ve eşya ve kadın ziynetlerinin ve diş üzerindeki altın kaplamaların ve her cins ticaret eşyasının ağırlıklarının toplamı yirmi miskal olursa, gümüş eşyanın ise, ikiyüz dirhem olursa ve bundan sonra bir hicri sene, yani Arabi sene elde kalırsa, o zaman ağırlıklarının kırkta biri ayrılıp Kur'ân-ı kerimde bildirilen sekiz sınıf insandan birine veya birkaçına verilecektir. Buna (Zekât) denir. Bir miskal, dörtondasekiz [4,8] gram olur. Yirmi miskal, doksanaltı [96] gram oluyor. Doksanaltı gram altını olan, bir Arabi sene sonra, ikibuçuk [2,5] gram altını, zekât niyeti ile ayırıp, istediği zaman, istediği fakire verecektir. (İslâm Ahlâkı s. 534)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google

 

Mail grubu sayfası: Google

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

* Sadaka-ı fıtır vermek (Osman Ünlü'nün 1.6.2018 tarihli yazısı)

1 Haziran 2018, Cuma

 

 

Sadaka-ı fıtır vermek

 

 

 

Sual: Ramazan ayında verilen sadaka-ı fıtrı, zengin olanların mutlaka vermesi gerekir mi?

Cevap: Sadaka-ı fıtır hakkında Redd-ül-muhtârda deniyor ki:

"İhtiyacı olan eşyadan ve borçlarından fazla olarak, zekât nisabı kadar malı, parası bulunan her Müslümanın, Ramazan Bayramı'nın birinci günü sabahı, tan yeri aydınlanırken, fıtra vermesi vacib olur. Daha önce ve daha sonra vacib olmaz. Fıtra ve kurban nisabı hesabına katılacak malın ticaret için olması şart olmadığı gibi, elinde bir yıl kalmış olması da lazım değildir. Bayramın birinci günü sabah namazı girdiği anda, nisap miktarı kadar mala malik olmak şarttır. O andan sonra nisaba kavuşanın, dünyaya veya imana gelenin fıtra vermesi vacib olmaz. Misafir olanın da fıtra vermesi lazımdır. Ramazan-ı şerifte veya Ramazandan önce ve bayramdan sonra vermesi de caizdir. Hatta bir kimse, fıtra veya zekât, kefaret veya nezir ettiği, adadığı şeyi vermeden ölürse ve verilmesini vasiyet etmedi ise, vârislerinden birinin, ölenin değil, kendi malından, bunları fakirlere vermesi caiz olur. Fakat vâris, bunları vermeye mecbur değildir. Eğer ölen kimse, hayatta iken vasiyet etmiş ise, bıraktığı malın üçte birinden verilmesi lazım olur. Mal bırakmadı ise, vasiyeti yapılmaz."

***

Sual: Fıtrayı, bayram namazından önce mi vermek gerekir?

Cevap: Hanefi mezhebinde bayram namazından önce verilince, sevabı daha çok olur. Şafii mezhebinde Ramazandan önce, Maliki ve Hanbeli mezhebinde ise bayramdan önce verilemez.

***

Sual: Bir kimse, fıtrasını bölerek birkaç fakire verebilir mi?

Cevap: Bir kişinin fıtrası, bir fakire veya birkaç fakire verilebildiği gibi, bir fakire birkaç kişinin fıtrası da verilebilir.

***

Sual: Küçük çocuğun ve delinin malı varsa, fıtrası, bu mallardan mı verilir?

Cevap: Küçük çocuğun ve delinin malları varsa, bunların fıtraları da, mallarından verilir. Velileri vermezse, çocuk büyüyünce, deli iyi olunca, eski fıtralarını da kendileri verir.

***

Sual: Ergenliğe ulaşmamış küçük çocukların fıtralarını, babaları mı verir?

Cevap: Baliğ olmayan çocukların malı yoksa, bunların fıtrasını babaları, kendi fıtrası ile birlikte verir. Yani kendi zengin, nisaba malik ise verir. Hanımı ve büyük çocukları için vermez. Fakat verirse sevap olur.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

21.Kalite Çemberleri Paylaşım Konferansı Sunum Başvuruları Başladı

Bu e-postayı düzgün görüntüleyemiyorsanız lütfen tıklayınız.

Sayın Mehmet Ali  ,  

Bilgilendirme e-postalarını almak istemiyorsanız lütfen tıklayınız.


Bu e-posta size SmartMessage™ kullanılarak gönderilmiştir.

29 Mayıs 2018 Salı

* Fıtrayı altın veya gümüş olarak vermelidir

31 Mayıs 2018, Perşembe

 

 

Fıtrayı altın veya gümüş olarak vermelidir

 

 

 

Sual: Fıtrayı, hangi maldan vermek daha efdaldir?

Cevap: Sadaka-i fıtır az olduğu için, gümüş olarak verilir. (Cevhere) kitabında diyor ki, (Sadaka-i fıtır verirken, arpa, buğday yerine kıymetleri kadar altın, gümüş veya fülüs, yani bakır, bronz para [kağıt para] ve her çeşit mal verilebilir). (Dürr-ül-muhtâr)da ise, (Kıymet olarak altın ve gümüş verilir) diyor. İbni Âbidîn, bu satırı açıklarken diyor ki, "(Cevhere) kitabında, fülüs ve uruz, yani mal da verilir, diyorsa da, kıymet deyince ekseriya altın ve gümüşe işaret olunmaktadır. Kıymet olarak, altın, gümüş vermek daha iyi olduğunu Zeyla'î "rahmetullahi teâlâ aleyh" de bildirmektedir." O hâlde, fıtrayı, çoğunluğun sözüne uyarak, altın veya gümüş vermelidir. Şimdi gümüş para kullanılmıyor. Kağıt paraların değeri de, altın değerine bağlanmıştır. Bunun için, gümüşün piyasadaki kağıt paraya göre değeri, ahkâm-ı islâmiyyedeki kıymetinden düşüktür. Fakire faydalı olmak için, piyasadaki değerinden verilir. Bunları vermek güç olursa, başka maldan veya kağıt para vermeyip, yarım sâ', yani [1750 gram] buğday veya un vermelidir. Malikide ve Hanbelide hurma vermek, Şafii'de buğday vermek, Hanefide kıymeti çok olanı vermek efdaldir.

Buğday, un vermek de güç olursa, bunların kıymeti kadar, ekmek veya mısır verilebilir. Ekmek ve mısır verirken, ağırlığa değil, parasına, kıymetine bakılır. (Tam İlmihâl s. 323)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google

 

Mail grubu sayfası: Google

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com