31 Temmuz 2018 Salı

21.Kalite Çemberleri Paylaşım Konferansı Çalıştayları Belli Oldu

Bu e-postayı düzgün görüntüleyemiyorsanız lütfen tıklayınız.

Sayın Mehmet Ali ,

Bilgilendirme e-postalarını almak istemiyorsanız lütfen tıklayınız.


Bu e-posta size SmartMessage™ kullanılarak gönderilmiştir.

* Namazın mekruhları

1 Ağustos 2018, Çarşamba

Namazın mekruhları

 

 

 

Sual: Namazda elini böğrüne koymak, etrafa bakmak veya göğsü çevirmek mekruh mudur? Namaz kılarken selam verene cevap verilebilir mi?

Cevap: (Dürr-ül-muhtâr)da ve bunun şerhi olan (Redd-ül-muhtâr)da bildirilen namazın mekruhlarından bir kısmı şunlardır:

12- Namazda, elini böğrüne koymak mekruhtur. İki elin parmaklarını birbirleri arasına koymak da, namazda ve vaazda, mevlitte ve mescitte tahrimen, başka yerlerde tenzihen mekruhtur.

13- Başını, yüzünü etrafa çevirmek mekruhtur. Gözleri ile etrafa bakmak, tenzihen mekruhtur. Göğsü çevirince, namaz bozulur.

14- Teşehhütlerde, köpek gibi oturmak, yani kaba eti üzerine oturup, uyluklarını dikip, dizlerini göğsüne değdirip, iki elini yere koymak mekruhtur.

15- Secdede, erkeklerin kollarını yere döşemesi mekruhtur. Kadınlar ise, kollarını yere yaymalıdır.

16- İnsanın yüzüne karşı kılmak mekruhtur. İnsan uzakta dahi olsa, mekruh olur. Arada, namaz kılana sırtı dönük biri bulunursa, mekruh olmaz.

17- Selâma eli ile, başı ile cevap vermek mekruhtur. Suale başı ile, eli ile cevap vermesi mekruh değildir. Meselâ, kaç rekat kıldınız diyene, parmağı ile cevap vermesi gibi. Başkasının sözü ile, hemen yerini değiştirir veya öndeki safa geçerse, namazı bozulur. (Tam İlmihal s. 237)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

* Haccın farz olmasının şartları (Osman Ünlü'nün 1.8.2018 tarihli yazısı)

1 Ağustos 2018, Çarşamba

 

 

Haccın farz olmasının şartları

 

 

 

 

Sual: Bir kimseye haccın farz olması için, o kimsede ne gibi şartların bulunması gerekir?

Cevap: Bir kimseye haccın farz olması için, haccın vücub şartları diye bildirilen şartların o kimsede bulunması lazımdır ki bunlar sekiz tanedir:

1- Müslüman olmak.

2- Kâfir memleketinde olanın da, haccın farz olduğunu işitmesi lazımdır.

3- Akıllı olmak.

4- Büluğ çağında olmak, ergenliğe ulaşmak.

5- Hür olmak, köle veya hapiste olmamak.

6- Geçim ihtiyacından fazla olarak hacca götürüp getirecek ve geride kalanlara yetecek kadar, helal parası olmak. Haram malı olana, hacca gitmek değil, bunları sahiplerine ödemek farzdır. Haram mal ile hacca giden, hac yapmamak azabından kurtulur ise de, hac sevabı kazanamaz. Bu durum, gasbedilen yerde namaz kılmaya benzer. Böyle kimselerin ibadetlerine mâni olmamalıdır. Zira günahlar ibadetlere mâni değildir. Parasının helal olduğunda şüphesi olan, sevap kazanmak için, Yahya Efendi fetvasında yazılı olduğu gibi, bir kimseden ödünç alıp bununla hacca gitmelidir. Borcunu şüpheli parası ile ödemelidir.

7- Hac vakti gelmiş olmak. Hac vakti, Arefe ve bayram günleri olmak üzere, beş gündür. Yolda geçen zaman da düşünülerek, vücub şartları, bu zaman başında mevcut olan kimsenin ömründe bir kere hacca gitmesi farz olur.

8- Hacca gidemeyecek kadar, kör, hasta, çok ihtiyar ve sakat olmamak.

***

Sual: Sadece namaz, oruç gibi bedenle yapılanlar mı ibadet olmaktadır yoksa mal ile yapılanlar da ibadet sınıfına girmekte midir?

Cevap: Dinimizin yapılmasını emrettiği ibadetler üç kısımdır:

1- Yalnız beden ile yapılan ibadettir. Namaz kılmak, oruç tutmak, Kur'ân-ı kerim okumak, zikretmek böyledir. Hiç kimse, başkası yerine, bedenle yapılan ibadeti yapamaz ve bu ibadetler için kişi, kendi yerine başkasını vekil de edemez.

2- Yalnız mal ile yapılan ibadetlerdir. Zekât, sadaka-i fıtır, toprak mahsulleri zekâtı, kefaretler, fakirleri doyurmak ve giydirmek böyle ibadetlerdir. Bir kimsenin özrü olsun veya olmasın, bunun mal ile yapılacak ibadetlerini başkası, bunun izni ve malı ile yapabilir.

3- Hem beden, hem mal ile yapılan ibadetlerdir. Farz olan hac böyledir. Bir kimse hayatta iken, ancak devamlı özrü olduğu zaman, bunun emri ve malı ile yerine başkası vekaleten hac yapabilir.

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

29 Temmuz 2018 Pazar

2018 İkinci Yarıyıl Genel Katılıma Açık Eğitim Takvimi

Bu e-postayı düzgün görüntüleyemiyorsanız lütfen tıklayınız.

Sayın Mehmet Ali ,

Bilgilendirme e-postalarını almak istemiyorsanız lütfen tıklayınız.


Bu e-posta size SmartMessage™ kullanılarak gönderilmiştir.

* Namazın mekruhları

31 Temmuz 2018, Salı

 

 

Namazın mekruhları

 

 

 

Sual: Namazın mekruhları nelerdir? Namazda parmakları çıtırdatmak câiz midir?

Cevap: (Dürr-ül-muhtâr)da ve bunun şerhi olan (Redd-ül-muhtâr)da bildirilen namazın mekruhlarından bir kısmı şunlardır:

8- Küçük ve büyük abdesti sıkıştırırken ve yel zorlarken namaza durmak mekruhtur. Namaz arasında zorlarsa, namazı bozmalıdır. Bozmaz ise, günaha girer. Cemaati kaçırsa da, bozması efdal olur. Kerahetle kılmaktan ise, cemaat sünnetini kaçırmak evlâdır. Namaz vaktini veya cenaze namazını kaçırmamak için, mekruh olmaz.

9- Erkeklerin saçını enseye topuz yapıp veya başın etrafına sarıp veya tepeye toplayarak etrafını iple bağlayıp namaza durmaları mekruhtur. Bunları namazda yaparsa, namaz bozulur. Mekke'de, ihram içinde iken, namaz baş açık kılınır.

10- Namazda, secde yerinden taşı, toprağı eli ile süpürmek mekruhtur. Secdeyi güçleştiriyorsa, bir hareket ile, câiz olursa da, namazdan önce temizlemelidir.

11- Camide, namaz için safa girerken, namaza dururken ve namaz içinde parmakları bükerek çıtırdatmak, iki elin parmaklarını birbiri arasına sokup çıtırdatmak mekruhtur. Namaza hazırlanmadan önce, zaruret olursa, mekruh olmaz. (Tam İlmihal s. 237)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google

 

Mail grubu sayfası: Google

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

* Zamanımızda müctehid âlim yoktur (Osman Ünlü'nün 31.7.2018 tarihli yazısı)

31 Temmuz 2018, Salı

 

 

Zamanımızda müctehid âlim yoktur

 

 

 

Sual: Zamanımızda kendisini, âyetlerden hüküm çıkarabilecek müctehid zannedenler var. Gerçekten zamanımızda, âyetlerden hüküm çıkaracak müctehid âlim var mıdır ve bunlardan din bilgisi öğrenilebilir mi?

Cevap: Bugün ictihad edebilecek kadar derin âlim hiç yoktur. Her Müslümanın dört mezhepten birinin ilmihâl kitabını okuyup öğrenmesi, imanını ve bütün işlerini buna uydurması lazımdır. Böylece, bu mezhebe girmiş olur. Dört mezhepten birine girmeyen kimse, Ehl-i sünnet olmaz, mezhepsiz olur. Mezhepsiz olan da, ya yetmişiki bozuk fırkadan birindedir, yahut kâfir olmuştur. Es-Sâvî tefsirinde, Kehf sûresinin 24. âyetinin tefsiri haşiyesinde buyuruyor ki:

"Dört mezhepten olmayan kimsenin sözü, Sahabinin sözüne veya sahih olan hadîs-i şerife, yahut âyet-i kerimeye uygun olsa da, buna uymak caiz değildir. Dört mezhepten birinde olmayan kimse sapıktır. Başkalarını da, hak yoldan ayırmaktadır. Dört mezhepten ayrılmak küfre kadar gider. Müteşâbih âyetlere zahirleri gibi mana vermek, kâfirlerin âdetleridir."

Bir din adamı, Ehl-i sünnet mezhebinde olduğunu bildiriyorsa ve mezhebinin bilgilerini yayıyorsa, Onun sözleri ve kitabı kıymetli olur. Okuyanlar faydalanır. Mezhepsizlerin din kitapları zararlıdır. Okuyanların dinini, imanını bozar. Bu sebeple her Müslüman, Ehl-i sünnet mezhebini öğrenmeye ve çocuklarına öğretmeye çalışmalıdır. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından tercüme edilmiş, nakli esas alan kitaplar tercih edilmelidir. Böyle olan kitaplardan almalı, okumalı, öğrenmeli ve tanıdıklara ve hatta bütün Müslümanlara da yaymaya, dağıtmaya uğraşmalıdır. Böylece sevap da kazanılmış olur.

***

Sual: Bir camide vaktin namazı kılındıktan sonra, o camiye namaz kılmak için gelenler, ayrıca ezan okuyup, kamet getirirler mi?

Cevap: Mahalle camiinde ve cemaati belli kimseler olan her camide, vakit namazı, cemaat ile kılındıktan sonra, o camiye gelip yalnız olarak namaz kılan kimse, ezan ve ikâmet okumaz. Böyle camilerde, vakit namazları, imam mihrapta olarak, cemaat ile kılındıktan sonra, tekrar cemaatler yapılabilir. Sonraki cemaatlerde de, imam mihrapta bulunursa, ezan ve ikâmet okunmaz. O cemaatlerin imamları mihrapta durmazsa, ezanı ve ikâmeti, cemaat duyacak kadar sesle okurlar.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

28 Temmuz 2018 Cumartesi

* Çorapsız namaz kılmak

30 Temmuz 2018, Pazartesi

 

 

Çorapsız namaz kılmak

 

 

 

Sual: Çıplak ayakla namaz kılınabilir mi?

Cevap: Resûlullah ve Eshâb-ı kiram, namazlarını nalın-ı şerifleri ile kılardı. Nalın, altı deri olan ayakkabı demektir. (Tergîb-üs-salât)da diyor ki, (Çıplak ayakla namazda oturan adamın, sağ elini geriye uzatarak, ayağının altını örtmesi lâzımdır denildi. Çünkü, her zaman, çıplak ayağının altını müminlere göstermek edebsizlik olur. Namaz içinde ise, daha çirkin olur. Bazı âlimler de, namaz arasında, eli ile çıplak ayağını örtmemelidir. Çünkü, namazda otururken elleri uyluklar üzerine koymak sünnettir. Arkada olanın da kendi kucağına bakması sünnettir. Her ikisi sünnete göre oturunca, edebsizlik olmaz dedi). Görülüyor ki, otururken eli ile ayağını örtmemeli diyen âlimlere göre de, ayağın açık olması edepsizliktir. Ancak, otururken, eli uyluklardan ayırmak mekruh olduğundan, ayağın açık olması mekruhluğunu gidermek için, ikinci bir mekruh işlememelidir. Arkadaki kucağına bakarsa, edepsizlikten kurtulur demişlerdir. (Halebî-i kebîr)de yazıldığı gibi, ayakta, rükûda, secdelerde ve otururken, elleri sünnet olduğu gibi koymamak mekruhtur. (Merâkıl-felâh)da, namazın mekruhlarına başlarken, (Halebî)de de mekruhların sonunda (Vacibi ve sünneti terk etmek mekruhtur. Bunun için, erkeklerin secdede, çıplak ayağını örtmesi mekruh olur) demesi de, bu sebeptendir. (Behcet-ül-fetâvâ) her fetvasında, fıkıh kitaplarından delil gösterdiği hâlde, buradaki yanlış fetvasına gösterememiş, delil yerini açık bırakmıştır. İbni Âbidîn namazın mekruhları sonunda buyuruyor ki, (Namazı, nalın veya mest ile kılmak, çıplak ayakla kılmaktan efdaldir. Böylece, Yahudilere uyulmamış olur. Hadîs-i şerifte, (Yahudilere benzememek için namazları, nalın ile kılınız) buyuruldu. Resûlullah ve Eshâb-ı kiram, sokakta giydikleri nalın ile kılarlardı. Nalınları temiz idi ve Mescid-i nebi kum döşeli idi. Kirli nalınla girilmezdi). Necaset bulaşmış ayakkabı ile mescide girilmez. Çorap giyerek bu sünnet yerine getirilir. Çorabı da pis olan veya hiç olmayan, namazı topuk kemiklerine kadar uzun entari ile kılması iyi olur. Ayaklar örtülü kılınan namazın çok sevab olduğu (Halebî), (Berîka) ve (Hadîka) kitaplarında da yazılıdır.

Müslüman olmayanlar, kiliselerinde başı açık, ayağı çıplak tapınıyor, onlar gibi, medenî ibadet etmeli diyerek, başı açık, ayağı çıplak kılmak, yükseğe secde etmek ve emri altında olanları böyle kılmağa zorlamak câiz değildir. İbadetlerde, kâfirlere benzemek mekruhtur. İslâmiyetin istediği şekli beğenmeyen ise, kâfir olur. (Tam İlmihal s. 236)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google

 

Mail grubu sayfası: Google

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com