12 Ocak 2021 Salı

* Salih amel işleyen mümin Cennete girecektir

12 Ocak 2021, Salı

 

Salih amel işleyen mümin Cennete girecektir

 

 

 

Sual: Salih amel işleyen müminlerin Cennete girecekleri bildiriliyor. Bu salih ameller nelerdir? İbadetleri yapmakla Allahü teâlâya şükretmiş olur muyuz?

Cevap: İmam-ı Rabbani hazretleri Mektûbât kitabının birinci cild 304. mektupta buyuruyor ki: Allahü teâlâ, birçok âyet-i kerimede, a’mâl-i sâliha işleyen müminlerin, Cennete gireceklerini bildiriyor. Bu (Amel-i sâlih)lerin [yani yarar işlerin] neler olduğunu, çok zamandan beri araştırıyordum. İyi işlerin hepsi mi, yoksa birkaçı mı diyordum. Eğer, iyi şeylerin hepsi olsa, bunları kimse yapamaz. Birkaçı ise, acaba hangi iyi işler isteniliyor? Nihâyet, Allahü teâlâ, lütfederek şöyle bildirdi ki, (A’mâl-i sâliha), İslâmın beş rüknü, direğidir. İslâmın bu beş temelini, bir kimse hakkı ile, kusursuz yaparsa, Cehennemden kurtulması kuvvetle umulur. Çünkü bunlar, aslında salih işler olup, insanı günahlardan ve çirkin şeyleri yapmaktan korur. Nitekim, Ankebût sûresi, kırkbeşinci âyetinde mealen, (Kusursuz kılınan bir namaz, insanı pis, çirkin işleri işlemekten korur) buyuruldu. Bir insana, İslâmın beş şartını yerine getirmek nasip olursa, nimetlerin şükrünü yapmış olur. Şükrü yapınca, Cehennem azabından kurtulmuş olur. Çünkü, Nisâ sûresi, yüzkırkaltıncı âyetinde mealen, (İman eder ve şükür ederseniz, azab yapmam) buyuruldu. O hâlde, İslâmın beş şartını yerine getirmeğe can ve gönülden çalışmalıdır.

Bu beş arasında bedenle yapılacakların en mühimi, namazdır ki, dinin direğidir. Namazın edeblerinden bir edebi kaçırmayarak kılmağa gayret etmelidir. Namaz tamam kılınabildi ise, İslâmın esas ve büyük temeli kurulmuş olur. Cehennemden kurtaran sağlam ip yakalanmış olur. Allahü teâlâ, hepimize “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” doğru dürüst namaz kılmak nasip eylesin!

Namaza dururken, (Allahü ekber) demek, (Allahü teâlânın, hiçbir mahlûkun ibadetine muhtaç olmadığını, her bakımdan hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını, insanların namazlarının, Ona faydası olmayacağını) bildirmektedir. Namaz içindeki tekbirler ise, (Allahü teâlâya karşı yakışır bir ibadet yapmağa liyakat ve gücümüz olmadığını) gösterir. Rükü’deki tesbihlerde de, bu mana bulunduğu için, rükü’den sonra, tekbir emir olunmadı. Hâlbuki, secde tesbihlerinden sonra emir olundu. Çünkü, secde tevâdu ve aşağılığın en ziyadesi ve zillet ve küçüklüğün son derecesi olduğundan, bunu yapınca, hakkı ile, tam ibadet etmiş sanılır. Bu düşünceden korunmak için secdelerde yatıp kalkarken, tekbir söylemek sünnet olduğu gibi, secde tesbihlerinde a’lâ demek emir olundu. Namaz, müminin miracı olduğu için, namazın sonunda, Peygamber efendimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” mirac gecesinde söylemekle şereflendiği kelimeleri [yani, ettehıyyâtü...yü] okumak emir olundu. O hâlde, namaz kılan bir kimse, namazı kendine mirac yapmalı. Allahü teâlâya yakınlığının nihâyetini namazda aramalıdır. (Mektûbât Tercemesi s. 487)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder