7 Ocak 2021 Perşembe

* İslâmiyeti öğreten hocayı sevmek

7 Ocak 2021, Perşembe

 

İslâmiyeti öğreten hocayı sevmek

 

 

 

Sual: İslâmiyeti öğreten hocaları sevmek ve itaat etmek nasıl olmalı ve nelere dikkat etmelidir? Hocanın söylediği yanlış görünürse ne yapmalıdır?

Cevap: İmam-ı Rabbani hazretleri Mektûbât kitabının birinci cild 292. mektupta buyuruyor ki: Bu yolda vâsıta olanı seven bir kimseye, Onun her yaptığı ve her sözü sevgili gelir. Ona karşılık vermenin yeri olmaz. Her işte, yemekte, içmekte, elbise giymekte, yatmakta ve ibadetlerde, hep ona uymalıdır. Namazı onun gibi kılmalıdır. Fıkhı, onun ibadetlerini görerek öğrenmelidir.

Onun her yaptığını, her söylediğini, yanlış görünse bile, doğru ve iyi bilmelidir. O her şeyi ilham ile ve izin ile yapar. Bunun için, hiçbir işine, bir şey söylenemez. İlhamında hata olsa bile, ilhamda yanılmak, ictihadda yanılmak gibidir. Ayıplamak ve karşı gelmek câiz olmaz.

Onun hiçbir işine, hiçbir sözüne, hardal dânesi kadar bile karşılık vermemelidir. Karşılık veren mahrum kalmaktan kurtulamaz. İnsanların en aşağısı, bu büyüklerde kusur gören kimsedir. Allahü teâlâ, bu büyük belâdan bizleri korusun! Onda bir harika, bir keramet aramamalıdır. Gönlünden böyle bir şey geçirmemelidir. Bir müminin, bir Peygamberden, bir mucize istediği, hiç görülmüş müdür? Kâfirler ve inanmayanlar mucize ister.

Gönlünde bir şüphe hâsıl olursa, hemen bildirmelidir. Şüphesi çözülmezse, kusuru kendinde bilmelidir. Pîrde hiçbir kusur görmemelidir. Rüyalarını ondan saklamamalıdır. Tabirlerini ondan beklemelidir. Kendi yaptığı tabiri de söylemeli, doğru olup olmadığını sormalıdır. Kendi keşiflerine güvenmemelidir. Bu dünyada, doğru ile yanlış karışıktır. Haklı ile haksız bir aradadır. Sıkışmadıkça ve izin almadıkça ondan ayrılmamalıdır. Ondan ayrılıp başkasına gitmek, müritliğe yakışmaz. Sesini, onun sesinden yükseltmemelidir. Onunla yüksek sesle konuşmak, edebsizlik olur. Kendine gelen her feyzi, her keşfi, ondan bilmelidir. Rüyada, başka şeyhlerden feyz geldiğini görürse, onları da, kendi şeyhinden bilmelidir. Bütün üstünlüklerin ve feyzlerin onda bulunduğunu, kendisine uygun olan feyzi, bu feyze uygun olan bir zât şeklinde olarak Ondan geldiğini ve onun latifelerinden, o feyze uygun bir latifenin, o zât şeklinde göründüğünü bilmelidir. Kendisi yanılarak, Onun latifesini, başka zât sanmış, feyzi ondan geliyor bilmiştir. Bu büyük bir yanılmaktır. Hak teâlâ yanılmaktan korusun! İnsanların en üstünü hürmetine, saadete vâsıta olan zâta inancı ve sevgiyi doğru eylesin “aleyhi ve alâ âlihissalevâtü vetteslîmât”. Kısacası, (Tasavvuf baştan başa edebdir), ata sözü olmuştur. Edebi gözetmeyen bir kimse, Allahü teâlâya kavuşamaz. Edeblerden birkaçını yapamadığı için üzülürse ve edebleri yerine getiremezse ve uğraştığı hâlde başaramazsa, af olunur. Fakat, kusurunu bildirmesi lâzımdır. Eğer Allah korusun, edebleri gözetmez ve bundan dolayı üzülmezse, bu büyüklerin faydasına ve bereketine kavuşamaz. (Mektûbât Tercemesi s. 463)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder