2 Şubat 2021 Salı

* Kutb-i irşâd ile insanlara iman ve hidayet gelmektedir

2 Şubat 2021, Salı

 

Kutb-i irşâd ile insanlara iman ve hidayet gelmektedir

 

 

 

Sual: Kutb-i irşâd ile, bütün insanlara iman ve hidayet geldiği halde bazılarının bunlara düşmanlığı nereden geliyor?

Cevap: Bugün memleketimizde ve bütün dünyada bir Mürşid-i kâmil, bir Ârif-i mükemmil bulunduğunu bilmiyoruz. Evet, (Kutb-i medâr) her zaman bulunur. Şimdi de vardır. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” zamanında da vardı. Bunlara, (Kutb-ül-aktâb) da denir. Fakat, bunlara inzivâ lâzımdır. Bunları kimse tanımaz. Hatta, bazen, kendileri bile kendilerini bilmez. (Kutb-i irşâd) ise, kayyûm-i âlemdir. Herkese rüşd ve iman, bunun vâsıtası ile gelir. İslâmiyeti korur. Din-i İslâm başı boş kalmaz. Din düşmanları pervasızca, dini yıkmağa, değiştirmeğe saldıramaz. İmâm-ı Rabbânî “kaddesallahü sirrehül’azîz”, (Me’ârif-i ledünniyye) kitabında, otuzbeşinci marifette buyuruyor ki: (Kutb-i ebdâl) [yani Kutb-i medâr] âlemde, dünyada her şeyin var olması ve varlıkta durabilmesi için feyz gelmesine vâsıta olur. Kutb-i irşâd ise, âlemin irşâdı ve hidayeti için feyzlerin gelmesine vâsıta olur. Her şeyin yaratılması, rızkların gönderilmesi, dertlerin, belâların giderilmesi, hastaların iyi olması, bedenlerin afiyette olması, Kutb-i ebdâlin feyzleri ile olur. İman sâhibi olmak, hidayete kavuşmak, ibadet yapabilmek, günahlara tevbe etmek ise, Kutb-i irşâdın feyzleri ile olur. Her zamanda, her asırda Kutb-i ebdâlin bulunması lâzımdır. Hiçbir zaman, bunsuz olamaz. Çünkü, âlem bununla nizâm bulmaktadır. Bunlardan biri ölünce, bunun yerine başkası tayin edilir. Fakat, Kutb-i irşâdın her zaman bulunması lâzım değildir. Öyle zamanlar olur ki, âlem imandan ve hidayetten büsbütün mahrum kalır. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, o zamanın Kutb-i irşâdı idi. O zamanın Kutb-i ebdâli de, Ömer “radıyallahü anh” ve Veysel-Karnî “kaddesallahü teâlâ sirrehül’azîz” idi. Kutb-i irşâd ile, bütün insanlara iman ve hidayet gelmektedir. Kalbi bozuk olanlara gelen feyzler, dalâlet, kötülük hâline döner. Şeker hastasına verilen kıymetli gıdaların, onun kanında zehir hâline dönmesine benzer. Yahut safrası bozuk olana, tatlının acı gelmesine benzer. (Tam İlmihal s. 909)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder