27 Ocak 2011 Perşembe

* 28- Tasavvufa saldırıyor

Açıklama: Açıklama: cid:image001.jpg@01CBB7E0.0743C3F0

Açıklama: Açıklama: cid:image002.gif@01CBB7E0.0743C3F0

Bozuk din kitabı - 28

28 Ocak 2011, Cuma

Tasavvufa saldırıyor

.

 

Reformcu yazar diyor ki:

(Sofiliğin, tasavvufun, ilm-i batın veya ledün ilmi denilen ilmin, İslam'da yeri yoktur.)

CEVAP

Sofilik, evliyalık demektir. Tasavvuf, kalbi saf yapmak, kötü huylardan temizlemek ve iyi huylarla doldurmak demektir. Bu da ancak tasavvuf yolunda ilerleyip, Evliya olan zatların yapabileceği iştir. Tasavvuf ilminin bir ismi de, ahlâk ilmidir. Tasavvufa saldırmak, din ve ahlak düşmanlığı demektir.

Hazret-i Süleyman'ın veziri Asaf, ledün ilmini bildiği için, iki aylık mesafedeki Belkıs'ın tahtını, göz açıp kapayıncaya kadar getirdi. Hazret-i Süleyman, (Bu Rabbimin bir lütfudur) dedi. (Neml 40)

[Asaf, peygamber olmadığı halde, bâtın ilmi sayesinde bu kerameti gösterdi. Yani bu âyet-i kerime, mezhepsizlerin inkâr ettiği kerametin de, hak olduğunu gösteriyor.]

Muhammed Masum hazretleri, Mektubat kitabında buyuruyor ki:

Allahü teâlâyı tanımak iki türlüdür:

1- Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdikleri gibi tanımak,

2-Tasavvuf büyüklerinin tanımaları.

Birinci şekildeki imanda nefs azgınlığından vazgeçmemiştir, iman hakiki değil, mecazidir. Bu iman gidebilir. İkincisinde nefs de imana geldiği için iman yok olmaktan korunmuştur. (Ya Rabbi, senden sonu küfür olmayan iman istiyorum) hadis-i şerifi ve Nisa suresinin (Ey iman sahipleri, iman edin) mealindeki 136. âyet-i kerimesi de hakiki imanı bildirmektedir. Bu âyet, (Hakiki imana kavuşun) manasındadır. Sadece ilim öğrenmekle hakiki imana kavuşulamaz.

İmam-ı Ahmed hazretleri ilim ve ictihadda çok yüksek dereceye sahip olduğu halde, hakiki imana kavuşmak için Bişr-i Hafi [ve Zünnun-i Mısri] hazretleri gibi Evliya zatların sohbetinde bulundu. İmam-ı a'zam hazretleri de, ömrünün son yıllarında Cafer-i Sadık hazretlerinin sohbetinde bulunduktan sonra, (Bu iki sene olmasaydı, Numan helak olurdu) yani (Hakiki imana kavuşamazdım) buyurmuştur. Her iki imam da ilimde ve ibadette son derece ileri oldukları halde, tasavvuf büyüklerinin sohbetinde bulunarak marifeti ve bunun meyvesi olan hakiki imanı elde ettiler. (2/106)

Senaullah-i Dehlevi hazretleri de buyuruyor ki:

Tasavvufta fena makamına kavuşan, muhakkak imanla ölür. Bekara suresinin (Allahü teâlâ imanınızı zayi etmez) mealindeki 143. âyet-i kerimesi ve (Allahü teâlâ, kullarının imanlarını geri almaz, fakat âlimleri yok ederek ilmi geri alır) hadis-i şerifi, hakiki imanın ve bâtın ilminin geri alınmayacağını göstermektedir. (İrşad-üt-talibin)

İmam-ı Malik hazretleri buyurdu ki:

Fıkhı öğrenmeden tasavvufla uğraşan dinden çıkar, zındık olur. Fıkıh bilip tasavvuftan haberi olmayan bid'at ehli, sapık olur. Her ikisini bilen hakikate kavuşur. (Merec-ül Bahreyn)

Bu vesikalar gösteriyor ki, tasavvufu inkâr eden, bid'at ehli sapık oluyor. Yazarın da, bu kadar bozukluğunda, çeşitli sebeplerin yanında, evliyalığa düşman olmasının rolü de bulunuyor.

 

Bugünkü şiirimiz:

· Aşk

Dinimiz İslam
İnternet Radyosu

Huzura Doğru
TV

Bugünkü ilahi:
·
Canımın Cananı

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder