9 Ekim 2021 Cumartesi

* İslâmiyette vakıf

9 Ekim 2021, Cumartesi

İslâmiyette vakıf

 

Sual: İslâmiyette vakıf nedir ve altın, gümüş para vakfı yapılabilir mi?

Cevap: İbni Âbidîn diyor ki, (Vakıf, mükellef kimsenin, kendi mülkü olan malum mütekavvim malının menfaatini, bir şarta bağlamadan, Müslim veya zimmî, bütün veya belli fakirlere terk etmesidir. İmâmeyne göre, vakıf edilen mal, vakıf edenin mülkünden çıkar. Vakıf, ibadet değil, kurbettir. Sevab kazanmak niyeti ile yapılan mubahlara (Kurbet) denir. Vakıf edilen maldan yalnız veya en sonra bir mescidin veya fakirlerin faydalanmasını bildirmek şarttır. Âdete göre zenginler de istifade edebilir. Malını vakıf eden kimse, bunu hâkime tescil ettirdikten yahut mütevelliye teslim ettikten sonra, vazgeçemez. Öldükten sonra vakıf olmasını söyleyince, bırakacağı malın üçte birinden verilmesini vasiyet etmiş olup vazgeçmesi câiz olur. Vakıf binaların tamirleri, içinde parasız oturmağa hakkı olanların malları ile yapılır. Yapamazlarsa, hâkim bunları çıkarıp, kiraya verip, ücretleri ile tamir ettirip, sonra bunlara teslim eder. Kiracı bulunmazsa, hâkim tarafından (İstibdâl) olunur. Yani, harap binayı satıp, semeni ile başkasını alıp, mütevelliye teslim eder. Başkasını satın alamazsa, semenini fukaraya dağıtır. Mürted, Müslüman olunca, mürted iken yaptığı vakıf sahih olur. Müslüman, mürted olunca, önce yapmış olduğu vakıf bâtıl olup vârislerinin olur. Zimmîlerin de, Müslüman veya zimmî fakirler için vakıf yapması câizdir. Kilise için ve harbî fakirler için, zimmînin de vakıf yapması câiz değildir. Vakıf eden kimse, bir (Mütevelli) tayin edip, malı buna teslim eder. Vakıf ebedî olmak lâzımdır. Bir daha geri alamaz. Osmanlı Türklerinde altın, gümüş para vakfı âdet olduğu için, câiz olmaktadır. Birçok işlerde âdet, nass gibidir). Görülüyor ki, bir işin nasıl yapılacağı nass ile bildirilmemiş ise, müctehidlerin ictihadları ile yapılır. Bir iş üzerinde çeşitli ictihadlar varsa, müftü efendi, bunlar arasında, zamana ve âdete uygun ve elverişli olanını seçer. Zamana, âdete uymak, bu demektir. Yoksa, zındıkların söyledikleri gibi, İslâmiyetin emirlerini değiştirmek, ibadetleri bırakarak, haramları işlemek demek değildir. (Tam İlmihal s. 861)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder