27 Mayıs 2011 Cuma

* İmanı korumak için (Mehmet Ali Demirbaş'ın 29.05.2011 tarihli yazısı)

Açıklama: Açıklama: Açıklama: 800

Açıklama: Açıklama: cid:image004.jpg@01CBF090.2A048FD0

29 Mayıs 2011, Pazar

İmanı korumak için

 

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:

İmanı korumak, imanla âhirete gitmek için, ihlâsla ibadet yapmak gerekir. Bunlar kalbi parlatır. İhlâsla büyüklerle irtibat kurmak, mesela sohbetlerinde bulunmak, kitaplarını okumak, onları düşünmek de kalbi parlatır. Kalbi parlayan, imanını korur.

Su verilmeyen çiçek, kurumaya mahkûmdur. İnsan yemek yemezse açlıktan ölür. Kalb de böyledir, gıdası verilmezse, zehri bilinmezse, büyüklerden bahsedilmez veya kitaplar okunmazsa yani irtibat kurulmazsa, susuz kalan çiçek gibi o da ölür. Kalbin ölmesi, imanını kaybetmesi demektir.

Çok ilim sahibi olmak iyidir, ama iki tehlikesi vardır. İlmiyle amel etmez ve kibirlenirse felaketine sebep olur. Peygamber efendimiz, (Kıyamette, ilmiyle amel etmeyen âlimin Cehennemde çıkardığı kötü kokudan, Cehennem halkı çok rahatsız olur) buyuruyor. Kur'an-ı kerimde ilmiyle amel etmeyenler, merkebe, köpeğe benzetiliyor. İlmin ikinci tehlikesi, kibirlenmektir. Bilen kimse, bilmeyenleri çok aşağı görür, bu da felaketine sebep olur. Kibir on kısımdır, dokuzu âlimlerdedir. Din ilimleri gibi, fen ilimlerine sahip olan da kibirlenebilir. Makamı, mevkii yüksek olanlar, diğer insanları aşağı görebilir.

Cinlerle görüşen kibirli olur. Kabirdekilerle görüşmek de tehlikelidir. Bir gün bir zat, hocasına, (Efendim bugün bir arkadaşla beraberdik. Hangi kabre gitsek o kabirdekiyle görüşüyor, sual soruyor, cevap alıyor) deyince, o mübarek zat, (Hiç önemli değil, dinimizin aslı görmek değil inanmaktır. Hattâ bu biraz da tehlikelidir, ucub gelirse yani ben bunu yapabiliyorum, bende bu var, ama karşımdakinde yok derse, o anda her şeyi biter) buyurur.

Bu nimete Ehl-i sünnet âlimleri vesilesiyle kavuştuk. Anne ve babalarımız Müslüman oldukları halde, bu büyük zatları tanımasaydık, hakkı bâtıldan ayıramazdık.

Peygamber efendimiz, (İyilik edene teşekkür etmezseniz, Allahü teâlâya şükretmiş olamazsınız) buyuruyor. O büyükler, kendilerine bir bardak çay verene, bana iyiliği dokundu diye senelerce dua ederlerdi. Bir bardak çay için bu kadar vefakâr olduktan sonra, bizim dünya ve âhiret saadetimiz için her şeylerini feda eden bu büyük zatlara teşekkür etmezsek, bir Fâtiha okuyup mübarek ruhlarına hediye etmezsek çok yanlış iş yapmış oluruz.

 

 

Üye olmak için | Üyelikten ayrılmak için | Dini sualler için | Mail grubu sayfası

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder