27 Haziran 2012 Çarşamba

[Güncel Haberler, Haber, Haberler] [Güncel Haberler, Haber, Haberler] [Güncel Haberler, Haber, Haberler] [Güncel Haberler, Haber, Haberler] [Güncel Haberler, Haber, Haberler] [Güncel Haberler, Haber, Haberler] [Güncel Haberler, Haber, Haberler] [Güncel Haberler, Haber, Haberler] [Güncel Haberler, Haber, Haberler] [Güncel Haberler, Haber, Haberler] * Osmanlı Müslümanlığı (Mehmet Ali Demirbaş'ın 28.06.2012 tarihli yazısı)

28 Haziran 2012, Perşembe

Osmanlı Müslümanlığı

 

Sual: Osmanlı Müslümanlığı, Türk Müslümanlığı gibi ifadeler kullanmak doğru mudur?

CEVAP

Her milletin âdetleri farklı olabilir, fakat Müslümanlık tektir. Bugün Şiîlerin ve Vehhabilerin Müslümanlıkları farklıdır. Bunlar dinlerine, bid'at fırkalarının görüşlerini karıştırmışlardır. Arap ülkelerinin Müslümanlıklarına da çok bid'at karışmış, sanki farklı bir Müslümanlık meydana gelmiştir.

Türkler ise, İslamiyet'e doğru olarak hizmet etmişlerdir. Selçuklu ve Osmanlı Türkleri, Ehl-i sünnet yolundan ayrılmamış ve bid'at ehliyle mücadele etmişlerdir. Türk Müslümanlığı veya Osmanlı Müslümanlığı, bu anlamda, yani Türklerin Ehl-i sünnet yolunda olduklarını anlatmak için söylenebilir. Yoksa, sanki farklı bir dinmiş gibi veya ırk ayrımı yaparak söylemek hiç uygun olmaz.

Eshab-ı kiramdan sonra İslamiyet'e en büyük hizmeti, Osmanlı yapmıştır. Selçuklu hükümdarı Sultan Alparslan da, İslam dinine çok hizmet etti. İslamiyet'i içten yıkmaya çalışan gizli düşmanlara, Bâtıni ve Hurufi hareketlerine karşı çok hassastı. Bunun için, (Biz temiz Müslümanlarız. Bid'at nedir bilmeyiz. Bu sebepledir ki, Allahü teâlâ, halis Türkleri aziz kıldı) demiştir. (Rehber Ans.)

Bugün ise Türkler, bid'at fırkalarının ve yabancı fikirlerin etkisinde kaldığı için, Osmanlı'nın uyguladığı temiz Müslümanlıktan sapmalar başlamış, mezhepsizlik ortaya çıkmıştır. Yapılacak iş, bid'atlerden uzak durup İslamiyet'i katışıksız yaşamaktır.

 

Levh-i mahfuz mahlûktur

Sual: Levh-i mahfuz'la Ümm-i kitab ayrı mıdır? Bunlar mahlûk mudur?

CEVAP

Ahmed bin Süleyman hazretleri buyuruyor ki: Levh-i mahfuz, korunmuş levha demektir. Ezeli ve ebedi, olmuş ve olacak her şeyin Allahü teâlânın indinde yazılı olduğu kitap anlamındadır. Mahlûktur, yani sonradan yaratılmıştır. Melekler Levh-i-mahfuz'u görürler. Allahü teâlâ dilerse Levh-i mahfuz'da değişiklik yapabilir. Mesela, insanın işine göre ömrü ve rızkı değişir. İyiler kötü, kötüler iyi olarak değiştirilebilir. Ümm-i kitab ise, kitabın anası demektir. Ezeli olan kelam-ı ilahinin ismidir. Mahlûk değildir. Melekler, bunu anlayamaz. Zamanlı değildir. Yani burada zaman yazılı değildir. Allahü teâlâdan başka, kimse bilmez. Hiç yok olmaz. (Levh-il-mahfuz ve Ümm-ül-kitab risalesi)

Fatiha'ya da Ümm-i kitap denirse de, o konumuzun dışındadır.

 

 

Dini sualler için | Üye olmak için

 

Üyelikten ayrılmak için: Google | Yahoo

 

Mail grubu sayfası: Google | Yahoo

 

www.dinimizislam.com | www.mehmetalidemirbas.com | www.evlilikrehberi.net

 



--
6/26/2012 07:09:00 PM tarihinde seo tarafından Güncel Haberler, Haber, Haberler adresine gönderildi

--
6/27/2012 07:39:00 PM tarihinde seo tarafından Güncel Haberler, Haber, Haberler adresine gönderildi

--
6/27/2012 07:39:00 PM tarihinde seo tarafından Güncel Haberler, Haber, Haberler adresine gönderildi

--
6/27/2012 07:39:00 PM tarihinde seo tarafından Güncel Haberler, Haber, Haberler adresine gönderildi

--
6/27/2012 07:39:00 PM tarihinde seo tarafından Güncel Haberler, Haber, Haberler adresine gönderildi

--
6/27/2012 07:39:00 PM tarihinde seo tarafından Güncel Haberler, Haber, Haberler adresine gönderildi

--
6/27/2012 07:39:00 PM tarihinde seo tarafından Güncel Haberler, Haber, Haberler adresine gönderildi

--
6/27/2012 07:39:00 PM tarihinde seo tarafından Güncel Haberler, Haber, Haberler adresine gönderildi

--
6/27/2012 07:39:00 PM tarihinde seo tarafından Güncel Haberler, Haber, Haberler adresine gönderildi

--
6/27/2012 07:39:00 PM tarihinde seo tarafından Güncel Haberler, Haber, Haberler adresine gönderildi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder