31 Mart 2021 Çarşamba

Kayıt için Son 13 Gün/ 21.Kamu Kalite Sempozyumu/ 13-15 Nisan

Bu e-postayı düzgün görüntüleyemiyorsanız lütfen tıklayınız.

Sayın Mehmet Ali ,

 

Bilgilendirme e-postalarını almak istemiyorsanız lütfen tıklayınız.


Bu e-posta size SmartMessage™ kullanılarak gönderilmiştir.

* Allahü teala, kalplere bakar (Osman Ünlü Hocanın 31.03.2021 tarihli yazısı)

31 Mart 2021, Çarşamba

 

 

Allahü teala, kalplere bakar

 

 

 

Sual: Allahü teala, kullarının amellerine mi bakar yoksa bunları ne niyetle yaptıklarına ve kalplerindeki imana mı bakar?

Cevap: Bu konuda Ahmet bin Yahya Münîrî hazretleri Mektûbât kitabında buyuruyor ki:

“Allahü teâlâ, ilmi, zulmetin temizlenmesine, cehli de, günah işlenmesine sebep yaptı. İlimden iman ve taat doğmakta, cehilden de küfür ve günah hasıl olmaktadır. Taat, çok küçük olsa da, kaçırmamalı! Günah, pek küçük görünse de, yaklaşmamalıdır! İslam âlimleri buyurdular ki;

'Üç şey, üç şeye sebeptir: Taat, Allahü teâlânın rızasını kazanmaya sebeptir. Günah işlemek, Allahü teâlânın gadabına sebeptir. İman etmek, şerefli ve kıymetli olmaya sebeptir.' Bunun için, küçük günah işlemekten de çok sakınmalıdır. Allahü teâlânın gadabı, bu günahta olabilir. Her mümini kendinden iyi bilmelidir. O mümin, Allahü teâlânın çok sevdiği kulu olabilir. Herkes için ezelde yapılmış olan takdir, hiç değiştirilemez. Hep günah işleyip, hiç taat yapmamış olan bir Müslümanı, Allahü teâlâ, dilerse affeder. Bekara suresinin otuzuncu âyetinde, melekler, meâlen;

(Ya Rabbi! Yeryüzünde fesat çıkaracak ve kan dökecek olan insanları niçin yaratıyorsun) dediklerinde; 

(Onlar fesat çıkarmazlar) demedi.

(Sizin bilmediklerinizi ben bilirim) buyurdu.

(Layık olmayanları layık yaparım. Uzak kalanları yaklaştırırım. Zelil olanları aziz ederim) buyurdu.

'Siz onların işlerine bakarsınız. Ben kalplerindeki imana bakarım. Siz, günahsız olduğunuza bakıyorsunuz. Onlar, benim rahmetime sığınırlar. Sizin günahsız olduğunuzu beğendiğim gibi, Müslümanların günahlarını affetmeyi de severim. Benim bildiğimi sizler bilemezsiniz. İmanı olanları, ezelî olan lütfuma kavuştururum' buyurdu.”

Sual: Beş vakit namaz, âyet ve hadis ile emredilmiş midir?

Cevap: Kitâb-ül-fıkh-alel-mezâhib-il-erbe'ada deniyor ki:

“Namaz, İslam dininin direklerinden en ehemmiyetlisidir. Allahü teâlâ, kullarının yalnız kendisine ibadet etmeleri için, namazı farz etti. Nisâ suresinin 103. âyeti, (Namaz müminler üzerine, vakitleri belirli bir farz oldu) demektedir. Hadis-i şerifte; (Allahü teâlâ, her gün beş vakit namaz kılmayı farz etti. Kıymet vererek ve şartlarına uyarak, her gün beş vakit namaz kılanı Cennete sokacağını, Allahü teâlâ söz verdi) buyuruldu.”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

 

* Haram yemek, kalbi karartır

31 Mart 2021, Çarşamba

 

Haram yemek, kalbi karartır

 

 

 

Sual: Haram yemek, kalbi karartır, hasta eder mi? Kalbin kararmasının alâmeti nedir?

Cevap: Fârisî (Tezkiret-ül-Evliyâ) kitabında diyor ki, İbrahim Edhem “kuddise sirruh” hazretlerine, falanca yerde bir genç var. Gece gündüz ibadet ediyor. Vecde gelip kendinden geçiyor, dediler. Gencin yanına gidip, üç gün misafir kaldı. Dikkat etti, söylediklerinden daha çok şeyler gördü. Kendinin soğuk, hâlsiz, habersiz, gencin ise, böyle uykusuz ve gayretli hâline şaşıp kaldı. Genci, şeytan aldatmış mıdır, yoksa hâlis ve doğru mudur anlamak istiyordu. Yediğine dikkat etti. Lokması helalden değildi. (Allahü ekber, bu hâlleri hep şeytandandır) deyip, genci evine davet etti. Kendi lokmalarından bir tane yedirince, gencin hâli değişip, o aşkı, o arzusu, o gayreti kalmadı. Genç, İbrahim’e sorup, (Bana ne yaptın?) deyince, (Lokmaların helalden değildi. Yemek yerken, şeytan da midene giriyordu. O hâller, şeytandan oluyordu. Helal yiyince şeytan giremedi. Asıl, doğru hâlin meydana çıktı) dedi. Haram yemek, kalbi karartır, hasta eder. Aynı kitapta Zünnûn-i Mısrî “kaddesallahü teâlâ sirrehül’azîz” buyuruyor ki: Kalbin kararmasının dört alâmeti vardır: 1- İbadetin tadını duymaz. 2- Allah korkusu, hatırına gelmez. 3- Gördüklerinden ibret almaz. 4- Okuduklarını, öğrendiklerini anlamaz, kavrayamaz.

Ebû Süleymân-ı Dârânî “kuddise sirruh” buyurdu ki, helalden bir lokma az yemeği, akşamdan sabaha kadar namaz kılmaktan daha çok severim. Çünkü, mide dolu olunca, kalbe gaflet basar. İnsan Rabbini unutur. Helalin fazlası böyle yaparsa, mideyi haram ile dolduranların hâli acaba nasıl olur? Sehl bin Abdullah-i Tüsterî “kuddise sirruh” buyuruyor ki, yolumuzun esası üç şeydir: Helal yemek, ahlâk ve amelde Resûl aleyhisselâma tâbi olmak ve (ihlâs) yani her işi, yalnız Allah rızası için yapmaktır. (Risâle-i kuşeyriyye)de buyuruyor ki, İbrahim Edhem “kuddise sirruhümâ” buyurdu ki: Temiz ve helal ye de, ister sabaha kadar ibadet et, ister uyu ve ister, her gün oruç tut, ister tutma! (Tam İlmihal s. 787)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

30 Mart 2021 Salı

KalDer Ankara / 21.Kamu Kalite Sempozyumu'na Kaydınızı Yaptırdınız Mı? / Haftalık Bülten

Bu e-postayı düzgün görüntüleyemiyorsanız lütfen tıklayınız.

Sayın Mehmet Ali,

 

 
 
KalDer Ankara Şubesi 2020 Yılı Mali Genel Kurul Toplantısı Gerçekleştirildi
2020 yılı Mali Genel Kurulumuzu, belirlediğimiz ikinci tarihte 27 Mart 2021 Cumartesi günü saat 11.00'da üyemiz Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri (OAİB) Konferans Salonu'nda gerçekleştirdik. Ayrıntılar için tıklayınız.
 
3 Gün Sürecek Sempozyum Kayıtları Devam Ediyor
21.Kamu Kalite Sempozyumu 13-14-15 Nisan tarihlerinde online platform üzerinden "Geleceği Şekillendirmek" ana teması ile gerçekleştirilecektir. Henüz kaydınızı yaptırmadıysanız linke tıklayarak kayıt formuna ulaşabilirsiniz.
 
Nisan Ayı Çalıştay Programı
Geçtiğimiz yıllarda büyük ilgi gören çalıştaylarımızı kaçıranlar için tüm yıl boyunca tekrar planlıyoruz. Kayıt ve çalıştay içeriği için tıklayınız.
 
Sürekli İyileştirme Sohbetleri - 3 - Boyteks Webinarı Gerçekleştirildi
Sürekli İyileştirme Sohbetleri çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz Deneyim Paylaşım webinarlarımızın üçüncüsünü, uzun yıllardır ödül sürecine katılan Kaizen ve Kalite Çemberleri alanında ödülleri olan Erciyes Holding bünyesinde yer alan Boyteks ile gerçekleştirdik. Boyteks Sistem ve İş Süreçleri Geliştirme Müdürü Sayın Gülşah AYNEKİN, sürekli iyileştirme yolculuğunu ve deneyimlerini webinarımızda paylaştı. Webinarımızı izlemek için tıklayınız.
 
Nisan Ayı Genel Katılıma Açık Eğitim Takvimimiz Açıklandı
Nisan ayı Genel Katılıma Açık Eğitim Takvimimizi incelemek ve kayıt olmak için tıklayınız.
 
KalDer Ankara Şubesi 2020 Faaliyet Raporu
KalDer Ankara Şubesi'nin 2020 Faaliyet Raporu yayınlandı. Raporu incelemek için tıklayınız.
 
International Journal of Lean Six Sigma
Dergisi Türkiye'deki Lean Six Sigma Uygulamalarını Ele Alan Akademik Makalelerin Basılmasını Hedefliyor.
International Journal of Lean Six Sigma dergisi, "Lean Six Sigma Developments in Turkey" başlıklı özel sayısında Türkiye'deki Lean Six Sigma uygulamalarını ele alan akademik makalelerin basılmasını hedefliyor. Editörlüğünü Dr. Fatma Pakdil, Dr. Pelin Toktaş ve Dr. Gülin Feryal Can'ın yapacağı bu özel sayıda yer almasını istediğiniz akademik çalışmalarınızı derginin hakem değerlendirme sürecine göndermek ve önemli tarihleri görmek için linke tıklayabilirsiniz.
 

İletişim Bilgileri
KalDer Ankara Şubesi

Uğur Mumcu Caddesi Kız Kulesi Sokak 21/6 GOP Ankara
Tel: 0312 447 48 68 E-Posta: ankara@kalder.org

www.kalderankara.org

 

 

 

 

 
 
 

Bilgilendirme e-postalarını almak istemiyorsanız lütfen tıklayınız.


Bu e-posta size SmartMessage™ kullanılarak gönderilmiştir.

* İnsanların 'said' veya 'şaki' olması... (Osman Ünlü Hocanın 30.03.2021 tarihli yazısı)

30 Mart 2021, Salı

 

 

İnsanların 'said' veya 'şaki' olması...

 

 

 

Sual: Herhangi bir kimse, kendisinin daha hayatta iken said mi, şaki mi olduğunu bilme, öğrenme şansı var mıdır?

Cevap: Bu konuda Ahmet bin Yahya Münîrî hazretleri Mektûbât kitabında buyuruyor ki:

“Saadet, cennetlik olmak demektir. Şekâvet, cehennemlik olmak demektir. Saadet ve şekâvet, Allahü teâlânın iki hazinesi gibidir. Birinci hazinenin anahtarı, taat ve ibadettir. İkinci hazinenin anahtarı, masiyet yani günahlardır. Allahü teâlâ, her insanın said veya şaki olacağını ezelde biliyordu. Bu bilgisine kader denir. Said olacağı ezelde bilinen kimse, Allahü teâlâya itaat eder. Ezelde, şaki olacağı bilinen kimse, hep günah işler. Dünyada herkes, said veya şaki olduğunu, amelinden anlayabilir. Ahireti düşünen din âlimleri, herkesin said veya şaki olduğunu böylece anlar. Dünyaya dalmış olan din adamı ise, bunu bilmez. Her izzet ve her nimet, Allahü teâlâya, ihlas ile itaat ve ibadet etmektedir. Her kötülük ve sıkıntı da, günah işlemekten hasıl olur. Herkese dert ve bela, günah yolundan gelir. Rahat ve huzur da, itaat yolundan gelmektedir. Allahü teâlânın âdeti böyledir. Bunu kimse, değiştiremez.

Nefse kolay ve tatlı gelen şeyi saadet zannetmemeli. Nefse güç ve acı gelenleri de şekâvet ve felaket sanmamalıdır...

Kudüs'te Mescid-i Aksâda senelerce tesbih ve ibadet ile ömrünü geçiren kimse, ibadetin şartlarını ve ihlası öğrenmediği için, bir secdeyi terk edince, öyle zarar etti ki, helak oldu. Eshâb-ı Kehf'in köpeği ise, pis olduğu hâlde, sıddıkların arkasında birkaç adım yürüdüğü için, öyle yükseldi ki, hiç düşmedi. Bu hâl, insanı hayrete düşürmektedir. Asırlar boyunca, âlimler, bu sırrı çözememiştir. İnsan aklı, bunun hikmetini anlayamıyor...

Âdem aleyhisselama buğdaydan yeme dedi ve yiyeceğini ezelde bildiği için, yemesini diledi... Şeytanın Âdem aleyhisselama secde etmesini emreyledi ve secde etmemesini diledi. Beni arayınız buyurdu. Fakat ihlası olmayanın kavuşmasını dilemedi. İlahi yolun yolcuları, 'Hiç anlayamadık' demekten başka bir şey söyleyemediler...

Bizlere ne demek düşer. Allahü teâlânın, insanların iman etmelerine, kendisine ibadet yapmalarına ihtiyacı yoktur. Kâfir olmalarının ve günah işlemelerinin de Ona hiç zararı olmaz. Mahluklarına Onun hiç ihtiyacı yoktur.”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

* Mal, müminin yardımcısıdır

30 Mart 2021, Salı

 

Mal, müminin yardımcısıdır

 

 

 

Sual: Alış-veriş yani ticaret ilmini öğrenmek herkese lazım mıdır?

Cevap: Abdullah bin Mesud “radıyallahü anh” buyuruyor ki, alış-veriş, yani ticaret ilmini bilmeyen faiz yer. İmâm-ı Begavî, (Mesâbîh) kitabında bildiriyor ki, gasîl-ül-melâike adı ile şereflenmiş olan Hanzalanın oğlu Abdullah “radıyallahü anhümâ” dedi ki, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Bile bile bir dirhem gümüş değerinde faiz yemek, otuz zinadan daha çok günahtır).

Mal müminin yardımcısıdır. Çalışınız, helal kazanınız! Öyle bir zamanda bulunuyorsunuz ki, muhtaç olursanız, dininizi verip alırsınız. Dini verip de yememek için, alın teri ile yemelidir. Hadîs-i şerifte, (Elinin emeği, alnının teri ile ye, dinini satıp yeme!) buyuruldu. Bir hadîs-i şerifte, (Helale, harama dikkat ederek çalışıp kazanan kimseyi, Allahü teâlâ çok sever). Bir hadîs-i şerifte, (Bir dirhem gümüş kıymetinde haram alan kimseyi, yirmibeşbin sene Cehennemde bırakacaklardır) buyuruldu. (Muhît) kitabında diyor ki, (Açlıktan ölmek üzere olan kimse, ölmüş köpek ile başkasına ait koyun eti bulsa, ikisi de haram ise de, başkasının malını yemeyip, köpeği yemesi lâzımdır. Köpek yok ise, başkasının malını, ölmeyecek kadar yiyebilir). Bir hadîs-i şerifte buyuruldu ki, (Bir zaman gelecek ki, insanlar, yalnız malın, paranın gelmesini düşünüp, helalini, haramını düşünmeyecekler). O hâlde, bir Müslüman, her aldığını, helal mi, haram mı düşünmeli, haram ise almamalıdır. Aldığı şeyde hakkı olanlara vermeği, fakirlere, gariplere yardım etmeği düşünmelidir. Çünkü, insanların iyisi, insanlara iyilik edendir. İnsanların kötüsü, insanlara kötülük edendir. İnsan, kazandığına kanaat etmeli, Allahü teâlânın taksimine razı olmalıdır. (Kanaat eden doyar) buyuruldu. Allahü teâlâ, beş şeyi, beş şey içine koymuştur. Bu beş şeyi alan, içindekine kavuşur: İzzeti, şerefi, ibadete; zilleti, sefaleti, günaha; ilmi, hikmeti, çok yememeğe; heybeti, itibarı, gece namaz kılmağa; zenginliği, kimseye muhtaç olmamağı da, kanaate tâbi’ kılmıştır. (Tam İlmihal s. 787)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com