28 Şubat 2021 Pazar

* Doğruyu, yanlışı fıkıh kitaplarından öğrenmeli

28 Şubat 2021, Pazar

 

Doğruyu, yanlışı fıkıh kitaplarından öğrenmeli

 

 

 

Sual: İslâmiyetten önceki dinlerin hükümlerine uyulabilir mi?

Cevap: (Tefsir-i Mazherî)de, Mâide sûresinin kırkdördüncü âyetinin tefsirinde buyuruyor ki, (Hadîs-i şerifte, (İsa aleyhisselâmın yaptığını yapmakta ben herkesten ilerideyim. Peygamberler “aleyhimüsselâm”, babaları bir olan kardeşler gibidirler. Anaları ayrıdır. Dinleri birdir) buyuruldu. İmâm-ı a’zam Ebû Hanife “rahmetullahi aleyh”, bu hadîs-i şerife uyarak, önceki dinlerin, Muhammed “aleyhisselâm” tarafından değiştirilmemiş olan hükümleri ile amel etmemiz vaciptir buyurdu. Yani, geçmiş dinlerin hükmü olduğu, âyet-i kerime veya hadîs-i şerif ile bildirilmiş ve nesh edildiği bildirilmemiş olan hükümler ile amel edilir). Amel etmemiz lâzım olan böyle hükümlerin hepsini, fıkıh âlimlerimiz tespit etmişlerdir. Fıkıh âlimlerinin izin verdiklerinden başka olan ibadetlerine uymamız câiz değildir. Çünkü, Yahudilerin ve Hristiyanların şimdi yapmakta oldukları ibadetlerin bazısını, sonradan kendileri uydurmuşlardır. Bunlara uymamız, küfür veya haram veya mekruh olur. Doğruyu, yanlışı, fıkıh kitaplarından öğrenmeliyiz! İmâm-ı Şâfi’î “rahime-hullahü teâlâ aleyh” ise, önceki dinlerin hiçbir hükmü, bizim için hüccet olmaz buyurdu. (Tam İlmihal s. 770)

 

               

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

* Camiye, eve, sağ ayakla girmeli (Osman Ünlü Hocanın 28.02.2021 tarihli yazısı)

28 Şubat 2021, Pazar

 

 

Camiye, eve, sağ ayakla girmeli

 

 

 

Sual: Camiye, eve, tuvalete girerken ve çıkarken de, dinimizin bildirdiği belli bir ölçü var mıdır yoksa herkes istediği gibi, istediği şekilde girip çıkabilir mi?

Cevap: Camiye sağ ayak ile girilir ve camiden çıkarken de, önce sol ayak ile çıkılır. Uyûn-ül-besâirde; “Camiye girerken, girmeden evvel, önce sol, sonra sağ ayakkabı çıkarılır. Bundan sonra, önce sağ ayakla camiye girilir. Önce sol ayakla çıktıktan sonra veya çıkmadan evvel, önce sağ ayakkabı giyilir” deniyor Hadîkada da deniyor ki: “İmâm-ı Nevevî Müslim şerhinde buyuruyor ki: Mübarek, şerefli ve temiz işleri yaparken sağdan başlamak müstehaptır. Ayakkabı, gömlek giyerken, baş tıraş ederken ve tararken, bıyık kırkarken, misvak kullanırken, tırnak keserken, el, ayak yıkarken, mescide, Müslümanın evine ve odasına girerken, heladan çıkarken, sadaka verirken, yemek yerken, su içerken sağdan başlanır. Bunların zıddı olanları yaparken, mesela ayakkabı, çorap, elbise çıkarırken, camiden ve Müslümanın evinden, odasından çıkarken, helaya girerken, sümkürürken, taharetlenirken soldan başlamak müstehaptır. Bunları tersine yapmak, tenzihi mekruh olur. Çünkü şekilde olan sünneti terk etmek olur.”

***

Sual: Dinimize göre babasını, anasını öldüren bir kimse, bunların bıraktığı maldan, yani mirastan pay alabilir mi?

Cevap: Köle, meyyiti öldüren, başka dinden olanlar ve mürtedler yani Müslüman iken Müslümanlıktan dönenler miras alamaz. Katle, öldürmeye yardım eden de, kâtil gibi miras alamaz. Bunların akil ve baliğ olmaları da şarttır. Mürtede vâris olunur, fakat mürted, Müslümana vâris olamaz.

***

Sual: Bazı camilerde, cemaatle namaz kılarken, ön saflarda yer olduğu hâlde, ön  tarafa gelmeyip, arkada tek başına duranlar oluyor. Bu kimselerin bu şekilde geride durarak kıldıkları namaz kabul olur mu?

Cevap: İmam ile cemaat arasında, iki saftan ziyade, fazla alacak boş meydan veya büyük havuz bulunursa, bunun gerisinde olanların, imama uyması caiz olur ise de, bunların geride yalnız olarak, imama uyup namaz kılmaları mekruh olur.

***

Sual:  Erkeklerin ve hanımların, avret yerlerini sadece namaz  kılarken mi örtmeleri gerekir?

Cevap: Müslüman olan erkeğin ve kadının, avret yerlerini örtmesi, namazda da, namaz dışında da farzdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

27 Şubat 2021 Cumartesi

* Çalışıp, helal kazanmalıdır

27 Şubat 2021, Cumartesi

 

Çalışıp, helal kazanmalıdır

 

 

 

Sual: Sabreden fakir ile şükreden zenginin fazileti aynı mıdır?

Cevap: (Mektûbât)ın çok yerinde, (Fakirlerin kapı önlerinde oturmaları, zenginlerin, süsler, ziynetler içinde oturmalarından iyidir) yazılıdır. (Buradaki fakirlerin, muayyen, devamlı gelirleri yok ise de, Allahü teâlânın ezelde taksim ettiği rızka güvenerek, rahat ve neşelidirler) buyurmaktadır. Zaruri ihtiyaçlarını karşılamak ve fakirlere yardım etmek için, çalışıp, helal kazanmak iyidir. Süleyman aleyhisselâm ve Eshâb-ı kirâmdan, emîr-ül-müminin Osman ve Abdürrahman bin Avf ve diğerleri, Resulullahtan sonra, mal ve mülk sahibi oldular. Bu servetleri, sahabilik derecelerinin azalmasına sebep olmadı. Sabreden fakir ile şükreden zenginden hangisinin daha üstün olduğunda, Ehl-i sünnet âlimleri ihtilâf etti. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” fakirliğin sıkıntısına katlanabildiği için, fakirliği istedi. Hadîs-i şerifte, (Geceleri, Rabbimin ziyafetindeyim. Beni doyuruyor ve içiriyor) buyurdu. Fakirlik, ibadet yapmağı güçleştirirse, ibadete kuvvet veren zenginlik efdal olur. Böyle, şükür eden zenginlere dil uzatmak, Hadîd sûresinin yirmibirinci âyetinden gâfil olmağı gösterir. Bu âyet-i kerime, mealen, (Allahü teâlâ, bu üstünlüğü dilediğine ihsan eder)dir. Bu âyet-i kerime ve hadîs-i şerif, kâfirlere, fasıklara muhtaç olmamak için ve Müslümanlara hizmet etmek için ve İslam ilimlerini yaymak için ve bunları yapanlara yardım etmek için lâzım olan parayı, malı kazanmanın çok sevap olduğunu gösteriyor. (Tam İlmihal s.772)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

* Namazdan önce ve sonraki tefekkür (Osman Ünlü Hocanın 27.02.2021 tarihli yazısı)

27 Şubat 2021, Cumartesi

 

 

Namazdan önce ve sonraki tefekkür

 

 

 

Sual: Namaza durmadan önce ve namazda iken nelerin düşünülmesi ve ne hâlde olunması gerekir?

Cevap: Konu ile alakalı olarak, Muhammed bin Kutbüddîn-i iznîkî hazretleri, Miftâh-ül-Cenne kitabında buyuruyor ki:

“Bir Müslümanın, ezan okunmaya başlayınca, İsrâfîl aleyhisselam sûru üfürüyor diye, abdeste kalkarken, kabrimden kalkıyorum diye, camiye giderken, mahşer yerine gidiyorum diye, müezzin kamet getirince, cemaat safsaf olurlarken, bu insanlar mahşer yerinde yüz yirmi saf olup, seksen safı, bizim Peygamberimizin ve kırk safı, diğer Peygamberlerin ümmetleri olsa gerektir diye, imama uyduktan sonra, imam, Fatihayı okurken, sağımda Cennet, solumda Cehennem, ensemde Azrail aleyhisselam, karşımda Beytullah, önümde kabir ve ayağımın altında sırat var, acaba, benim sualim kolay olur mu? Yaptığım ibadet, ahirette başıma taç, yanıma yoldaş ve kabrimde çırağ, kandil olur mu? Yoksa kabul olmayıp, eski bez gibi yüzüme vurulur mu diye düşünmesi gerekir.”

***

Sual: Bir Müslümanın, dört mezhebin bildirdiği ruhsatlarla amel etmesinin, dinen bir mahzuru var mıdır?

Cevap: Konu ile alakalı olarak Abdülmelik bin Ebû Muhammed-ül-Cüveynî hazretleri, Muhît kitâbında; “Gücü yetenlerin, dört mezhebde azimet olan yolda bulunmaları vera ve takva olur, çok iyi olur. Aciz olanların dört mezhebin ruhsatlarını yapması caiz olur. Fakat ruhsat için, o mezhebdeki şartlarına riayet etmesi lazımdır” buyuruyor.

***

Sual: Ölenin kabrinin başına mezar taşı dikmenin, çeşitli şeyler yazmanın, dinimiz açısından mahzuru var mıdır?

Cevap: Mezar taşı dikmek caizdir. Mezar taşının üzerine âyet-i kerime, mübarek isimler, şiir, methiye, övücü şeyler, Fatiha kelimesini yazmak, resmini koymak caiz değildir. Asırlardan beri yazılıyor ise de, kötü bir bidattir. Kötü âdetler, caiz olmayı göstermez. Mezar taşına, isim ve ölüm hicri senesi yazılabilir denildi.

***

Sual: Abdestli iken saç, sakal, tırnak kesilse abdest bozulur mu?

Cevap: Saç, sakal, bıyık, tırnak kesmek abdesti bozmaz. Kesilen yerleri yıkamak lazım da olmaz. Fıkh-i Gîdânî şerhinde; “Tırnak kesince, abdest bozulmaz. Elleri yıkamak müstehab olur” buyuruluyor. Yara kabuğunun düşmesi ile de bozulmaz.

***

Sual: Akıcı su ne demektir?

Cevap: Saman çöpünü sürükleyen suya, akıcı su denir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

25 Şubat 2021 Perşembe

* Resulullaha tâbi olmak

25 Şubat 2021, Perşembe

 

Resulullaha tâbi olmak

 

 

 

Sual: Resulullahın her işine tâbi olmak mümkün müdür?

Cevap: Tasavvuf yolundan maksat, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdikleri doğru itikada ve İslamın güzel ahlâkına ve fıkıh kitaplarının gösterdiği işleri yapmağa ve bid’atlerden sakınmağa ve Allah dostlarının kalplerine gelen hâllere kavuşmaktır. Her Müslümanın, farzlarda, vaciblerde ve müekked sünnetlerde, Resulullaha tâbi olması lâzımdır. Âciz olmak, mücahede ve gazâ yapamamak için özrüdür. Hem de, geceleri, mübarek ayakları şişinceye kadar teheccüd namazları kılması ve çok açlık çekmesi ve muharebelerde kahramanlıklar göstermesi, Onun hasâisinden idi. Yani yalnız Ona ihsan olunmuştur. Allahın aslanı, emîr-ül-mü’minîn Alî “radıyallahü anh” buyuruyor ki, (Muharebenin en şiddetli zamanlarında, Resulullahın yanına sığınırdık). Cihâd-i asgar olan muharebeler için ve cihad-ı ekber olan, nefs ile mücadele için, kuvvetli olmak şarttır. İmâm-ı Rabbânîye itiraz edenler de âcizdir. Hadîs-i şerifte, (Kolay şeyleri yapınız! İşlerinizi güçleştirmeyiniz! Gücünüz yettiği şeyleri yapınız! Allahü teâlâ, kolay olanları yapmanızı istiyor) buyuruldu. Allahü teâlâ, mihnetlere, meşakkatlere katlanmağı kolaylaştırmıştır. [Bunun için, dertlere, belâlara katlanmağı istiyor. Sabır edenleri seviyor.] İmâm-ı Rabbânî, (Resulullahın her işine tâbi olmalıdır) demiyor. (İtikatta, fıkıh kitaplarında emrolunan işlerde, yani ahkâm-ı islâmiyyede ve kalp ile yapılan zikirlerde ve terakkilerde tâbi olmalıdır) diyor.

Resulullaha tâm tâbi olunca, insan Onun gibi olur. Tasavvuf büyükleri, bu hâle (Fenâ firresûl) demişlerdir. (Fenâ-fişşeyh) ve (Fenâ-fillah) demeleri de böyledir. Bu sözleri de, insanın sıfatları, mürşidin ve Allahü teâlânın kemâl sıfatları gibi olurlar demektir. (Tam İlmihal s. 772)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com

 

 

 

 

 

* Ölünün kırkıncı günü (Osman Ünlü Hocanın 25.02.2021 tarihli yazısı)

25 Şubat 2021, Perşembe

 

 

Ölünün kırkıncı günü

 

 

 

Sual: Ölenin arkasından dua etmek, sadaka vermek, hayır yapmak için, kırkıncı, elliüçüncü gibi belli günleri, geceleri beklemek doğru mudur, dinimizde böyle bir şey var mıdır?

Cevap: Ölünün kırkıncı gün burnu düşmesi, elliüçüncü gecesi çürümeye başlaması ve bu gecelerde mevlit okutmalı gibi sözler doğru değildir. Bunlar, Ahmet isminde bir türbedarın rüyada gördüm diyerek uydurup söylediği şeylerdir. Meyyite yapılan her hizmet ibadettir. İbadetler, yalnız âyet-i kerime, hadis-i şerifler ve müctehidlerin sözü ile belli olur. Şunun, bunun emri ile rüya ile ibadetler değiştirilemez. İbadetleri değiştirmek, bozmak isteyenlerin imanı gider. Ölülere Kur’ân-ı kerim okumak, sadaka vermek, dua etmek gibi yardımları yapmak için, elliüçüncü gecesini beklememeli, birinci günü yaparak, imdadına bir an önce yetişmelidir. Bu yardımları, yedinci, kırkıncı, elliüçüncü gecelere bırakmak, boğulmak üzere olan birine, biraz bekle yardıma birkaç gün sonra geleceğim demeye benzer. Muhammed Ma’sûm hazretleri Mektûbât kitabında buyuruyor ki:

“Âdet, riya, gösteriş olarak değil de, Allah rızası için, fakirlere yemek, sadaka verip, sevaplarını meyyitin ruhuna göndermek, iyi olur ve büyük ibadet olur. Fakat, bunun belli gün veya gecede yapılması için güvenilir bir haber yoktur, yani aslı yoktur.”

Hıristiyanlar, ölülerine, kırkıncı gün mezarlıkta âyin yapmakta ve bunun âdetleri olduğunu söylemektedirler. Ölüler için sadaka, mevlit gibi hayratın belli günlerde yapılmasının Müslümanlara Hıristiyanlardan geçmiş olduğu anlaşılmaktadır.

***

Sual: Cenaze namazı kılındıktan sonra, tabutun başında dua etmek, konuşma yapmak, dinimizce uygun mudur?

Cevap: Cenaze namazı kılındıktan sonra tabutun yanında dua etmek caiz değildir. Zübde-tül-makâmâtta diyor ki:

“İmâm-ı Rabbânî  hazretlerinin cenaze namazı kılındıktan sonra, durup dua yapılmadı. Hemen mezarlığa götürüldü. Cenaze namazından sonra, ayakta dua etmenin mekruh olduğu, fıkıh kitaplarında yazılıdır. Bazı imamlar yapıyorlar ise de, sünnete uygun değildir.” Cenaze namazı kılındıktan sonra dua etmenin, konuşma yapmanın caiz olmadığı Bezzâziyye fetvâsında da yazılıdır.

***

Sual: Abdest alırken başın tamamını mesh etmek gerekir mi?

Cevap: Başın tamamını mesh etmek sünnettir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinimiz İslam

İnternet Radyosu

 

 

 

Huzura Doğru TV

 

 

 

Dini sualler için

Üye olmak için  |  Üyelikten ayrılmak için

 

Google mail grubu sayfası

 

www.hakikatkitabevi.net

 

www.dinimizislam.com